Bu çalışma Mardin, İstanbul ve Stockholm’u kapsayan saha çalışmalarının verilerine dayanarak Süryani etnik kimliği ve kolektif hafızasının farklı biçimlenişini göstermektedir. Buna göre baskın başka bir ulusal kimliğin kontrol ettiği coğrafyalarda yaşayan Süryanilerin baskın kimlik üzerine kurulu siyasal ve kültürel kurumlarla etkileşim süreçleri, gerilimler ve adaptasyon stratejileri birbirinden farklı gelişmiştir. Bunun sonucu olarak Süryanilerin grup aidiyeti ve anavatan tanımları ile etnik kimliğin tanımlanmasında vurguladıkları öncelikler farklılaşmaktadır. Bu farklılaşmayı teğet kesen kültürel değerler, kentleşme ve siyasal örgütlenme dinamikleri başka coğrafyalarda yaşayan Süryanilerin siyasal ve kültürel retoriklerinde değişimler yaratmaktadır. Çalışma aynı zamanda etnik kimlikten ulusal kimliğe geçiş sürecinde madun kimliklerin geleneksel uluslaşma anlatılarından çok farklı karakterde gelişebileceğini göstererek uluslaşmanın tek bir kaçınılmaz patikaya dayanmadığı, özellikle bunu merkezi olarak şekillendiren siyasal kurumların var olmadığı durumlarda, çatışan ve parçalı bir karakteri olduğunu savunmaktadır.
Based on fieldwork data from Mardin, Istanbul and Stockholm, this study shows the different formations of Syriac ethnic identity and collective memory. Accordingly, the processes of interaction, tensions and adaptation strategies of Assyrians living in geographies controlled by another dominant national identity with political and cultural institutions based on the dominant identity have developed differently. As a result, Assyrians' definitions of group belonging and homeland and the priorities they emphasise in defining ethnic identity differ. The cultural values, urbanisation and political organisation dynamics that tangent this differentiation create changes in the political and cultural rhetoric of Assyrians living in other geographies. The study also shows that subaltern identities in the process of transition from ethnic to national identity can develop in a very different character from traditional narratives of nationhood, arguing that nationhood is not based on a single inevitable path, but has a conflicting and fragmented character, especially in the absence of political institutions that centrally shape it.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 3 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 21 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 5 |
По всем вопросам приема статей и выпуска очередных номеров обращаться в редакцию соответствующего журнала