Abstract
Eğitim sürecinin ve Iıu sürecin tipik kurumu ol an okulun görevleri sosyal, politik ve ekonomik olarak boyutlaşmıştır. İşte bu boyutlar, bu süreç ve kurumun ürünü olan vatandaşın haklarını ve görevlerini de simgelemektedir. Sosyal boyutta, onun çevreye ve topluma uyumunu sağlayacak, insan haklarına dayalı kişisel özgürlükler bulanmaktadır. Politik boyut, onun politik sürece ve yönetime katılımını bib'nçli kılacaktır. Ekonomik boyut ise, onun refah devletinin eğitim, sağkk ve benzeri olanaklarından payını almasını kolaylaştn-acaktır. İleri batı ülkelerinin, bu boyutları sırasıyla gerçekleştirmesi kuşkusuz yıllar almıştır. Bu arada, bunlardan biri gerçekleşirken, bir diğerinin düzenini bozduğu da olmuştur. Ayrıca, bazı yönetimler bunları çelişkili bir yapıda algılamak eğilimine kapılmışlardır. Örneğin, ekonomik boyutun polisiye önlemler ile düzenlenemeyeceğini savunurken, sosyal ve politik boyutları bu yöntemle düzene sokmayı yeğlemişlerdir. Bu boyutlardan her birinin gelişmesinin ilerici, gerilemesinin ise tutucu düşünce ve davranışa ilişkin olduğu da gözden kaçmamıştır. Modern çağın değişmez ilerici niteliği, tutucuları hasım bir âlemde yaşamaya zorlamış bulunmaktadır. Bunun sonucunda bir toplumun veya sistemin bir yöne itilmesi, onun aksi yönde hareket etmesiyle sonuçlanmıştır.