Öz
13. yüzyılda Anadolu coğrafyasında liman kentlerinin ele geçirilmesiyle başlayan
denizcilik faaliyetleri Türklerin sosyal, ekonomik ve kültürel hayatlarında günden güne önemini
artırmıştır. Özellikle 14. yüzyıl itibarıyla Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki hâkimiyetinin artması
ve güneyde İtalyan/Cenevizli tüccarlarla ticari ilişkilerin ilerlemesi, Venedik dili ve İtalyancadan
pek çok terim alıntılanmasına sebep olmuştur. Akdeniz’de denizcilik faaliyetleri yürüten
gemicilerin ilişkide bulundukları -Türkçenin de dâhil olduğu- ülke dillerinin katkılarıyla ortak bir
dil, bir lingua franca da oluşmuştur. 15. yüzyılın ikinci yarısından sonra ise Türk gemici dili hızlı
bir gelişme kaydetmiştir. Türk gemici dilinde Arapça, Farsça, Yunanca, İtalyanca gibi dillerden
alıntılanan sözcüklerin kullanımı zamanla yaygınlaşmış ve bu terimler gündelik konuşma diline
de aktarılmıştır. Türkçede yaygınlık kazanan denizcilik terimlerinden bazıları gerçek
anlamlarından uzaklaşarak yalın hâlde yahut deyimleşerek argonun söz varlığına da dâhil
olmuştur. Bu çalışmada denizcilik terimi olup argonun söz varlığına geçen sözlükbirimler ele
alınmıştır. Çalışma kapsamında ele alınan sözlükbirimler, yapı ve anlam bilgisi bakımından
incelenmiş; tematik ve kavramsal olarak tasnif edilmiş, toplumsaldilbilim açısından
değerlendirilmiştir. Argo, standart dilin söz varlığından seçilen sözcüklerin yapı-bozuma
uğratılmasıyla bu sözcüklerin şifrelenerek kullanılması amacını güder. Bu bakımdan söz
varlığının çoğunluğu, denizcilikte öncü olan medeniyetlerin dillerinden alıntılanan Türkçe
denizcilik dili, argo için önemli bir malzeme sağlamıştır. Denizcilik terimleri, dış yapıda denizcilik
alanına ait olsalar da kavramsal ve düşünsel bağlamda argo bir anlam yüklenmişlerdir. Böylece
konuşma dilinde kullanılan bu terimler ile ima edilen; artık sözcüğün terim anlamı değil, argo
anlamı olmuştur. Terim anlamlarından dolayı şifreleme özelliğini zaten barındıran bu sözcükler,
bazen anlam değişikliğine bile uğratılmadan argoya aktarılmıştır.