Kasların ete dönüşümü sırasında kaslarda postmortem değişiklikler meydana gelir. Postmortem
değişikliklerin son aşaması olgunlaşmadır. Olgunlaşma, kesim sonrasında proteolitik enzimlerin
kas ve bağ doku proteinlerini hidrolize etmesiyle ölüm sertliğinin çözülmesi ve buna bağlı olarak
etin daha lezzetli, gevrek ve sulu bir hal alması ile sonuçlanan bir süreçtir. Olgunlaşma için pratikte
birkaç gün yeterli görülmektedir. Ancak etler uygun koşullarda çok daha uzun süreler bekletilmek
suretiyle yaşlandırıldığında, duyusal açıdan maksimum kalitede ürün elde edilebilmektedir.
Yaşlandırma kuru ve ıslak olmak üzere iki şekilde yapılabilmektedir. Kuru yaşlandırma sıcaklık,
nem ve hava akışının mikrobiyal gelişmeyi engelleyecek ve kilo kaybını en aza indirgeyecek
şekilde dengelenmesi ve izlenmesi ile gerçekleşen bir işlemdir. Kuru yaşlandırma ile eşsiz lezzete
sahip, katma değeri yüksek sığır eti elde edilebilmektedir. Bu makalede, kuru yaşlandırma yöntemi
hakkında genel bilgiler verilmiş; kuru yaşlandırma yönteminde uygulanan kontrollü ortam
koşullarından bahsedilmiştir.
After slaughter, physical and chemical postmortem changes occur in the muscles. The final stage
of postmortem changes is maturation. Meat maturation is a process that results in the resolution
of rigor mortis, and meat becoming more delicious, tender and juicy. In practice, a few days are
enough for maturation. However, when meat is aged by waiting for longer periods under favorable
conditions, maximum quality products can be obtained in terms of sensory properties. There are
two main ways to age meat: dry and wet. Dry aging is a method that temperature, humidity and air
flow is controlled in an environment to prevent microbial growth and minimize weight loss. High
value added beef with unique flavor formation is achieved with dry aging. In this review, general
information about dry aging method and its application is given.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Derleme |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 3 Issue: 1 |