Humanity has recently encountered two marginal examples, capitalism and socialism. After the practical disappearance of socialism, capitalism continues to be the dominant actor today. Capitalism is based on a worldly human model that is far from moral values and pursues the conflict of interests. The economic system indicated by Islam's set of existence, knowledge and values is based on the rules of law and ethics. These rules address both each member of the society and the general public, and prepare the ground for the economic life to function around Islamic principles. Without understanding these jurisprudential and ethical principles, it is not possible to comprehend the texture and stance of the Islamic economic system. Otherwise, an attempt will be made to place a character to the identity of Islamic economics thought through the eyes of western economic imaginations, which is obviously a wrong approach. The discipline of Islamic economics has two different equivalents, one as a field of science and the other as a doctrine. Today, the fact that an Islamic economic system surrounded by Islamic sensitivities and principles does not find a concrete response paves the way for the thought dimension of the Islamic economics discipline to come to the fore rather than the system context. In this direction, Islamic economic thought deals with the rules and principles for the institutionalisation of the field of economic life. When an institutional Islamic economic system comes into existence on concrete material foundations, it can be the subject of studies in the field of Islamic economics. To achieve this, first of all, it is necessary to reveal the social dynamics of Islamic economic thought in the theoretical framework. The aim of the study develops in this direction.
İnsanlık, yakın dönemde kapitalizm ve sosyalizm gibi iki marjinal örneği karşısında bulmuştur. Sosyalizmin pratikte kaybolmasının ardından bugün kapitalizm, başat aktör olarak varlığını sürdürmektedir. Kapitalizmin temelinde ahlâkî değerlerden uzak, çıkar çatışmasının peşinde koşan dünyevîleşmiş insan modeli vardır. İslâm’ın varlık, bilgi ve değerler kümesinin işaret ettiği iktisadî sistem ise hukuk ve ahlâk kuralları üzerine kuruludur. Bu kurallar, hem toplumun her bir üyesini hem de genelini muhatap almakta, ekonomik yaşam alanının İslâmî prensipler etrafında işlemesine zemin hazırlamaktadır. Bu fıkhî ve ahlâkî ilkeleri anlamadan, İslâmî iktisat sisteminin dokusunu ve duruşunu kavrayabilmek de mümkün değildir. Aksi takdirde İslâmî iktisat düşünce kimliğine, batılı iktisat tasavvurlarının gözünden bir karakter oturtulmaya çalışılacaktır ki bunun ne denli yanlış bir yaklaşım olduğu açıktır. İslâmî iktisat disiplini bir basamağı bilim alanı diğer basamağı doktrin olmak üzere iki farklı karşılığa sahiptir. Bugün İslâmî hassasiyetlerin ve prensiplerin çevrelediği bir İslâm iktisat sisteminin somut olarak karşılık bulmaması, İslâmî iktisat disiplininin sistem bağlamından ziyade düşünce boyutunun öne çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu doğrultuda İslâm iktisat düşüncesi, iktisadi yaşam alanının kurumsal temellere oturtulmasına yönelik kural ve prensipleri konu edinmektedir. Somut maddi temeller üzerine kurumsal bir İslâm iktisat sistemi varlık kazandığı zaman İslâmî iktisat bilim alanı çalışmalarına konu edilebilir. Bunu başarabilmek öncelikle teorik çerçevede İslâm iktisat düşüncesinin toplumsal dinamiklerini ortaya koymaktan geçer. Çalışmanın amacı bu yönde gelişmektedir.
İnsanlık, yakın dönemde kapitalizm ve sosyalizm gibi iki marjinal örneği karşısında bulmuştur. Sosyalizmin pratikte kaybolmasının ardından bugün kapitalizm, başat aktör olarak varlığını sürdürmektedir. Kapitalizmin temelinde ahlâkî değerlerden uzak, çıkar çatışmasının peşinde koşan dünyevîleşmiş insan modeli vardır. İslâm’ın varlık, bilgi ve değerler kümesinin işaret ettiği iktisadî sistem ise hukuk ve ahlâk kuralları üzerine kuruludur. Bu kurallar, hem toplumun her bir üyesini hem de genelini muhatap almakta, ekonomik yaşam alanının İslâmî prensipler etrafında işlemesine zemin hazırlamaktadır. Bu fıkhî ve ahlâkî ilkeleri anlamadan, İslâmî iktisat sisteminin dokusunu ve duruşunu kavrayabilmek de mümkün değildir. Aksi takdirde İslâmî iktisat düşünce kimliğine, batılı iktisat tasavvurlarının gözünden bir karakter oturtulmaya çalışılacaktır ki bunun ne denli yanlış bir yaklaşım olduğu açıktır. İslâmî iktisat disiplini bir basamağı bilim alanı diğer basamağı doktrin olmak üzere iki farklı karşılığa sahiptir. Bugün İslâmî hassasiyetlerin ve prensiplerin çevrelediği bir İslâm iktisat sisteminin somut olarak karşılık bulmaması, İslâmî iktisat disiplininin sistem bağlamından ziyade düşünce boyutunun öne çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu doğrultuda İslâm iktisat düşüncesi, iktisadi yaşam alanının kurumsal temellere oturtulmasına yönelik kural ve prensipleri konu edinmektedir. Somut maddi temeller üzerine kurumsal bir İslâm iktisat sistemi varlık kazandığı zaman İslâmî iktisat bilim alanı çalışmalarına konu edilebilir. Bunu başarabilmek öncelikle teorik çerçevede İslâm iktisat düşüncesinin toplumsal dinamiklerini ortaya koymaktan geçer. Çalışmanın amacı bu yönde gelişmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Economy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2024 |
Submission Date | November 13, 2024 |
Acceptance Date | December 9, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 4 Issue: 2 |