Küreselleşmenin getirdiği hareketlilik, sosyal, ekonomik gerekçeler veya kimlik aidiyet problemleri nedeniyle ülkelerinden göç eden bireylerin yarattığı özel bir göçmenlik süreci ortaya çıkmıştır. Çalışma kapsamında yeni-göçmenlik (neo-nomadism) olarak ifade edilen bu göçmenlik türünün özneleri olan bireylerin farklılaşan ve dönüşen mekân aidiyeti incelenmiştir. Bu çalışmanın özgünlüğünü, yeni-göçmenliğin “öteki” ile karşılaşma alanı açan alternatif bir sosyal/toplumsal müşterek mekân üretimi potansiyelindeki rolünün sorgulanması oluşturmaktadır. Göçmenlikle birlikte oluşan mekânı sabit ve “olmuş” olan bir yer olarak ele almaktan ziyade yeni-göçmenin bireysel ve kolektif deneyimiyle aynı anda “oluşmakta olan” ve “çözünüp kaybolan” bir mekânsal düzen olarak görmek gerekmektedir. Araştırmada farklı disiplinlere ait çalışmaların ortak noktaları mekân aidiyet ekseninde analiz edilmiş, yeni-göçmenlik olgusu göç ve mekân çalışmalarının kesişiminde mekân dönüştürücü bir unsur olarak ele alınmıştır. Kendini her yerde “evinde” hissetme özgürlüğüne sahip sabit mekân aidiyetine uzak bireylerin gerçek mekânsal ihtiyaçlarının anlaşılabilmesi için alan açılması ve takip edecek çalışmaların disiplinler arası eleştirel bir yaklaşımla tartışılabilmesi amaçlanmıştır. “Yeni-göçmenlik” ve “mekân aidiyeti” kavramlarıyla ilgili farklı disiplinlerdeki çalışmalar içerik analizi yöntemiyle incelenmiş, sosyoloji, çevre psikolojisi ve mimarlık alanında ortak temaların analizi ve bağlanmasıyla sonuca ulaşılmıştır. Birey, çevre ve süreç olarak üç ana unsurla ortaya çıkan mekânsal aidiyete yeni-göçmenlik olgusu aidiyeti deneyim, hafıza ve müşterekleşme yollarıyla dönüştürerek ilişkilenmektedir.
A unique migration process has emerged, created by individuals who migrated from their countries due to the mobility brought by globalization and social, economic, or identity problems in neoliberal societies. Within the scope of the research, basic concepts were analyzed by content analysis method to examine the differentiating and transforming spatial belonging of individuals who are the subjects of this type of migration expressed as neo-nomadism. The originality of this study is to question the role of neo-nomadism in the potential production of an alternative social/common space, thus the potential to produce a field of encounter with the “other”. Rather than considering the space that emerges with migration as a place that is fixed and “has been there,” it is necessary to see it as a spatial order that is “emerging” and “dissolving” simultaneously through the neo-nomad’s individual and collective experience. In the research, the common points of the studies of different disciplines are analyzed on the axis of space belonging, and neo-nomadism is considered a spatial transformative element at the intersection of migration and spatial studies. It aims to open a space for understanding the actual spatial needs of individuals who have the freedom to feel at “home” everywhere and far from fixed spatial belonging and to discuss the subsequent studies with an interdisciplinary critical approach. The studies on the concepts of “neo-nomadism” and “spatial belonging” in different disciplines were examined through content analysis method and a conclusion was reached by analyzing and connecting common themes in the fields of sociology, environmental psychology, and architecture. Neo-nomadism relates to spatial belonging, which emerges with three main elements: the individual, the environment, and the process, with the result that the phenomenon of neo-nomadism transforms belonging through experience, memory, and communing.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Architectural Design |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 2 Issue: 2 |