Suçun özellikle şiddet suçlarının artışı istatistiksel olarak yayınlanan
raporlardan görülmektedir. Ancak bu olgunun önemli bir toplumsal sorun olarak
ortaya çıkışına ait sosyolojik veriler şiddet suçlarına ait rakamların dışında
toplumsal yaşamda bireylerin gösterdiği genel davranış biçimleri ve toplumsal
taleplerdir. Günümüzde suç ve şiddet eylemlerinin gerek toplumsal bir olgu
gerekse önemli bir toplumsal sorun olarak tespit edilmesi yaşanan şiddet
eylemlerinin sonucunda bireylerde oluşan korku ve güvensizlik duygusunun ortaya
çıkardığı güvenlik temelli yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimi ve oluşan talep
suç, şiddet ve güvenlik kavramlarına dayanan bir pazarlama ve reklam dilinin
oluşmasına yol açmıştır. Bu dilin ürettiği algı bireylerde “kötü dünya sendromu”
olarak ortaya çıkmakta ve sürekli bir güvenlik talebi ve arayışına
dönüşmektedir. Bu durum öncelikle mekanda bir ayrışmaya yol açma eğilimindedir.
Zenginliğin getirdiği mekânsal ayrışma orta sınıflarda güvenlik temelinde
mekânsal bir ayrışmaya yol açmaktadır. Güvenli mekan talebinin yanı sıra özel
güvenlik talebi, güvenlik kameraları tüketimi, alarm sistemleri, çantalarda
taşınan gazlı spreyler… vb. ciddi bir güvenlik arayışının göstergesidir. Bu
arayış ve talebin ortaya çıkışında bireylerin birebir şiddet ve suçla
karşılaşmalarından çok, duyulan, görülen ya da öğrenilen şiddet eylemlerinden
kendilerini koruma amacının yanı sıra şiddet suçlarının kullanılarak yaratılan
korku kültürünün bir pazarlama aracı haline gelmesinin ve bu amaçla insanlarda
sürekli her an bir saldırı olabileceği duygusu yaratılmasının da etkili olduğu
görülmektedir. Bu bildiri suç ve şiddetin bir araç olarak güvenliğin
pazarlanmasında kullanılış biçimini incelemektedir.
Journal Section | AÇIK ERİŞİM POLİTİKASI |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 31, 2017 |
Acceptance Date | January 4, 2018 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: ICOMEP 2017 ÖZEL SAYISI |