Pursuant to Article 54/1 of the Constitution and Article 58/2, 59/2 of the Law No. 6356 on Trade Unions and Collective Bargaining Agreements, strikes and lock-outs in Turkish law are tools of struggle that can only be used in disputes arising during the conclusion of a collective labour agreement. With the signing of the collective labour agreement, the parties are under the obligation to maintain labour peace during the collective labour agreement. The parties to the collective labour agreement shall refrain from engaging in a collective labour dispute against each other with respect to the matters covered by the collective labour agreement during the term of the collective labour agreement and shall negotiate and consult with each other on the avoidance of a collective labour dispute prior to the commencement of the collective labour dispute. Within the scope of the obligation to maintain peace, the parties to the collective labour agreement are under the obligation not to resort to strikes and lock-outs, directly or indirectly, for the purpose of changing the content or terminating the operation of the collective labour agreement during the effective period of the collective labour agreement. In Turkish law, the obligation to observe labour peace during the collective bargaining agreement is absolute. Another issue to be addressed in terms of the peace obligation is whether solidarity strikes violate this obligation. At this point, there may be some actions that can be evaluated within the scope of freedom of expression during the period of the collective labour agreement. Within the scope of our study, we have also tried to evaluate whether solidarity strikes and some actions in the nature of collective action violate the duty of peace.
Collective bargaining agreement peace obligation strike lockout solidarity strike collective action
Anayasa m.54/1 ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu m.58/2, m.59/2 hükümleri uyarınca, Türk hukukunda grev ve lokavt ancak toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında ortaya çıkan uyuşmazlıklarda başvurulabilecek mücadele araçlarıdır. Toplu iş sözleşmesinin imzalanmasıyla birlikte taraflar, toplu iş sözleşmesi süresince iş barışını koruma borcu altına girerler. Toplu iş sözleşmesinin tarafları, sözleşme süresince toplu iş sözleşmesi kapsamındaki konularla ilgili olarak birbirlerine karşı bir toplu iş mücadelesinde bulunmaktan kaçınır ve toplu iş mücadelesi başlamadan önce birbirleriyle müzakere eder ve toplu iş mücadelesinden kaçınılması konusunda istişarede bulunurlar. Toplu iş sözleşmesinin tarafları, barışı sağlama borcu kapsamında, toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresince sözleşmenin içeriğini değiştirme veya işleyişini sona erdirme amacıyla doğrudan veya dolaylı şekilde grev ve lokavta başvurmama yükümlülüğü altındadır. Türk hukukunda toplu iş sözleşmesi süresince iş barışına uyma borcunun mutlak olduğunu ifade etmek gerekir. Barış yükümlülüğü açısından değinilmesi gereken bir başka konu dayanışma grevlerinin bu borcu ihlal edip etmemesi hususudur. Bu noktada toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi içinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek bazı eylemler de söz konusu olabilmektedir. Çalışmamız kapsamında dayanışma grevleri ve toplu eylem niteliğindeki bazı eylemlerin dirlik borcunu ihlal edip etmediği konuları da değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law and Economy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | April 4, 2024 |
Publication Date | April 3, 2024 |
Submission Date | January 9, 2024 |
Acceptance Date | March 1, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 2 Issue: 81 |