Yezid b. Muaviye, kendisinden önceki halifelerde olmasa da sonraki
halifelerden bazılarında çokça görülen bazı insanî zaaflara sahip sıradan bir halife
olarak tarihe geçebilecek iken, Hz. Hüseyin’in öldürülmesi, kutsal şehirlerin talan
edilmesi ve Kâbe’nin mancınıklarla dövülmesi gibi bir takım menfi hadiseler
nedeniyle, İslâm toplumunun zihninde bir kötülük timsali olarak yer etmiştir.
Bu bakımdan, âdetâ bir kötülük sembolü haline gelmiş olan bir şahsı
çalışmak, her şeyden önce ilmî kriterlerle hareket etmesi gereken araştırmacılar için
oldukça nazik ve hassas bir konudur. Zira, dönemle ilgili bize ulaşan kaynakların ve
bu kaynaklara istinaden aktarılan rivayetlerin, iktidara geldiklerinde Muaviye ve Ömer
b. Abdülaziz haricindeki bütün Emevî halifelerinin mezarlarını tahrip eden Abbasîler
döneminden; Emevî muhalifi bir devirden kalmış olması bile, nasıl bir çarpıtmayla
karşı karşıya kalınabileceğini göstermesi açısından oldukça dikkate değerdir.
Objektifliği ilke edinen bir tarihçinin muhtemel bulunan bir çarpıtma karşısında
takınması gereken tavır ise, kendilerininki de dahil olmak üzere, her türlü değer
yargılarını mümkün olduğunca bir kenara bırakarak önündeki vakıaya bir cerrah
soğukkanlılığıyla yaklaşabilmeyi denemek olmalıdır
Journal Section | Book Reviews |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 15, 2002 |
Published in Issue | Year 2002 Volume: 6 Issue: 1 |
CUIFD Creative Commons Atıf-Gayriticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.