Yerküreyi yok oluşun eşiğine sürükleyen ekolojik
krizin kaynağına dair birçok teorisyen fikir beyan etmiştir. Kimi çevreler
mevcut kapitalist sistemi, kimi çevreler ise sanayi devrimi ve nüfus artışını
çevresel denge bozulumunun kaynağı olarak görmektedir. Çevre krizini artan
nüfusa bağlayan kuramcılardan olan İngiliz Ekonomist Thomas Malthus, çevre
etiği konusunda önemli değerlendirmelerde bulunmuştur. Malthus, An Essay on the
Principle of Population as It Affects the Future Improvement of Society in 1798
adlı kitabında çevre problemlerinin kaynağını artan insan nüfusuna
bağlamaktadır. Malthus’a göre, sanayi devrimi ile birlikte Avrupa’da artan
refah seviyesi nüfus patlamasına neden olmuştur ve buna bağlı olarak doğa, ağır
bir antropolojik baskıya maruz kalmıştır. Malthus’un nüfus artışını ekolojik
buhranın kaynağı olarak tayin eden görüşleri, günümüzde eleştirilmektedir.
Çünkü dünya nüfusu 1980’lere kadar hızla artarken, günümüzde artık nüfus artış
hızı azalma eğilimi içerisindedir. Azalan insan nüfus artış hızına bağlı olarak
1980’lerden sonra çevre problemlerinin de çözülme eğilimi içerisinde olması
gerekmektedir. Fakat şu an ki durum, tam tersidir. Günümüzde çevre problemleri,
büyüyerek içinden çıkılamaz bir hal almaya devam etmektedir. Bu çalışmada,
çevre sorunlarının çözümü konusunda Malthusçu yaklaşım eleştirilirken, sorunu
daha ayrıntılı ve geniş yelpazede değerlendiren bütüncül bakışın önemi üzerinde
durulmuştur. Zira, olgu ve olayları bütüncül bakış açısı ile ele almak felsefi
tutumun gereğidir. Bu çalışmada, ekolojik kriz meselesi felsefi bir bağlamda
ele alınmış, sonuç olarak sorunun Malthusçu anlayış ile çözülemeyeceğinin altı
çizilmiştir.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 27, 2016 |
Submission Date | January 2, 2017 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 16 Issue: 2 |