Şu‘ûbiye, Arapların üstün oldukları fikrini reddeden
ve buna karşın kendi milletlerini övüp yücelten edebi, siyasi ve sosyal bir
akımdır. Hucûrat suresinde geçen şu’ûb (halklar) kelimesinden ilham alarak
İslam’ın eşitlik prensibini savunanlar (Ehlü’t-Tesviye) bu akımın ilk öncüleri
kabul edilmiştir. İlerleyen zamanlarda Şu‘ûbiye, Arapları aşağılama ve kendi
kavmini övme üzerine kurgulu bir edebi akıma dönüşmüştür. Toplumda bu akıma
gösterilen rağbet, toplumsal ayrışma ve bölücülük olarak algılanmıştır. Öyle ki
bu akıma taraftar olanlar, dinden uzaklaşma ve İslam öncesi inançlara dönme
suçlamalarına muhatap olmuştur. Şu’ûbîliğe en fazla desteği Farslıların verdiği
ve diğer Müslüman milletlere de öncülük ettikleri bilinmektedir. Endülüs’te
görülen şu’ûbîlik Farslılardan büyük ölçüde etkilense de, biraz daha yumuşak
dil ve üsluba sahiptir. Ne var ki Endülüslü İbn Garsiye’nin Şu‘ûbiye Risâlesi
doğudakileri aratmayacak bir sertlikte Arapları eleştirmektedir. Ebû Âmir İbn
Garsiye (ö. 477/1084), Endülüs Emevî Devleti’nin (756-1031) son yıllarında
yaşamış mevâli/Sakâlibe kökenli önemli bir şairdir. Endülüs Emevîleri, İber
yarımadasında güçlü bir medeniyet ve müşterek kültür iklimi oluşturmuştur.
Farklı din, dil ve kültürleri bir arada yaşatmış ve tüm tebaayı bir ümmet
çatısı altında adeta bütünleştirmiştir. İbn Garsiye’nin yazdığı risâle, bu
akımın Endülüs’te yazılmış ilk edebî ürün olma özelliğine sahiptir. Risâle,
acemlerin özelde beyazların (Hint-Avrupa halklarının), Araplardan her bakımdan
üstün olduğu görüşü üzerine kurgulanmıştır. Roma ve İran tarihleri beyazların
ortak medar-ı iftiharı olarak sunulmuştur. Söz ve edebi sanatlar kullanılarak
Arapların onlardan her bakımdan geri oldukları ve sefil bir yaşam sürdükleri
veciz bir tarzda anlatılmıştır. Araplar geçmiş ve hâli hazırlarıyla küçümsenmiş
ve aşağılanmıştır. Hz. Peygamber’i öven ifadelere yer verilmiş, ancak onun
atalarının Arap olmadığı vurgulanmıştır. Şu‘ûbiye Risâlesi, yazıldığından
itibaren fikri ve edebi çevrelerde geniş yankı uyandırmıştır. Hakkında çok
sayıda reddiye kaleme alınmıştır. Bu eser İbn Garsiye’nin adıyla adeta
özdeşleşmiştir. Şu‘ûbiye denilince ilk
akla gelen isimlerden biri olmuştur. Şu‘ûbiye akımının günümüzdeki birçok
sosyal, kültürel, felsefî, siyasi akım ve düşünceleri etkilediği hatta onlara
ilham kaynağı olduğu düşünülmektedir. Makalemizin bu akım hakkında yapılan
çalışmalara katkı sunacağı ümit edilmektedir. Geçmişten günümüze Şu’ûbîliğin en
başat eserleri arasında sayılan bu risâlenin dilimize tercüme edilmesi, önemli
bir boşluğu telafi edecektir. Tercümesini yaptığımız risâle, Abdüsselam M.
Harun’un Nevâdiru’l-Mahtûtât eseri içerisinde bulunmaktadır. Bu eserde İbn
Garsiye ile Şu‘ûbiye akımı hakkında önemli bilgiler verilmektedir. Makalemizde
başkaca müelliflerin eserlerinden de istifade edilerek Şu‘ûbiye akımı (özelde
Endülüs Şu‘ûbiyesi), İbn Garsiye ve Şu‘ûbiye Risâlesi ana hatlarıyla
tanıtılmaktadır. Son bölümde ise risâlenin tam metin ve tercümesine yer
verilmektedir.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 29, 2017 |
Submission Date | October 13, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 17 Issue: 2 |