Çin düşünce geleneği içinde, Wei-Jin Dönemine (魏晉M.S. 220-420) damga vuran felsefe akımı “Sırlar Öğretisi” (玄學); metafizik bir bakış açıyla varlığa ve varoluşa dair ontolojik tartışmalar başlatan bir öğretidir. Sırlar Öğretisi, Çin felsefe geleneği içinde, bir yandan “varlık nasıl meydana gelmiştir? Doğal düzende kendine nasıl bir yer edinmiştir? Bu düzen içinde ne tür görevler üstlenmiştir?” gibi sorulara cevap ararken; diğer yandan Dao Düşünce Ekolü’nün iki temsilcisi “Lao Tzu”(老子) ve “Zhuang Tzu”(莊子) düşüncelerini metafizik yöntemlerle yeniden yorumlayarak, kişisel huzuru hedef alan ve toplumsal düzene yönelik eleştirilere imkan tanıyan bir düşünsel sürecin kapılarını aralamıştır. Bu dönemin düşünürleri arasında öncelikli bir yere sahip olan Wang Bi, (王弼, M.S. 226 - 249) felsefi görüşlerini, Lao-Zhuang Geleneği ve Dao Düşünce Ekolü’nün temelleri üzerine kurmuştur. Wang Bi, yirmi üç yıl süren kısa yaşamına Çin’in önemli klasiklerinden olan “Değişimler Klasiği” (易經) ve “Dao De Jing”in (道德經) yorumunu sığdırmış ve bu iki klasiğin sonraki düşünürler tarafından daha iyi anlaşılarak geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Wang Bi, “Değişimler Klasiği” yorumunda, bu eserin Lao Tzu felsefesindeki metafizik yapının kaynağı olduğu fikrini ortaya atmış ve bu görüşünü destekleyen “Dil - Anlam Ayrımı” (言意之變) düşüncesini geliştirmiştir. Bu görüş temelde; insanın evreni ve varlığı algılama ve ifade etme sürecinde yararlandığı en önemli araç olan “dil ve yazı”nın, insanın düşünce ve ifade yetilerine getirdiği sınırlılığı gözler önüne sermektedir.
Journal Section | Research Article |
---|---|
Authors | |
Publication Date | May 30, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 2 Issue: 2 |
Follow us on Social Media!