Birçok hikâyesinde gerek ana gerekse yan tema olarak aşkın çeşitli yönlerini ele alan Ayşe
Kilimci, aşkı sadece kadın – erkek arasındaki bir duygu çerçevesinden işler. O, aşkı iyi ve güzel
olan bütün eylemlerin başat unsuru olarak görür. Çevresinde aşka dair yaşananlara eleştirel bir
gözle bakan yazar, aşkın giderek tek kişilik bir hadiseye dönüştüğüne şahit olsa da aşka inancını
kaybetmez. Kendi perspektifinden kimi zaman aşkın ne olduğunu, kimi zaman da aşkın ne
olmadığını başarılı bir şekilde anlatan yazar, orijinal metaforlarla çok geniş bir çerçeve
çizmiştir. Hikâyelerinde yer yer sembolik karakterlere de yer veren, metaforik ve ironik bir sese
sahip olan yazar, toplumsal gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme aldığı hikâyelerinde aşkın
büyüsünü hep yakalamıştır. Soyut bir kavram olan aşkı anlatabilmek için somut kavramlardan
hareket etmek pek tabiidir. Benzetmenin temel mantığında olan şey de budur. Zayıf (soyut)’tan,
kuvvetliye (somuta) doğru bir yöneliş mecaza ait unsurlarda söz konusudur. Bunun yanında
soyut bir kavramı anlatmak için daha az soyut bir kavrama da gönderme yapılabilir. Bu
minvalde Kilimci, çok geniş ve derin anlamlar içeren aşk kavramını müşahhas bir hale
getirebilmek için metaforu bir manivela gibi kullanmıştır. Kilimci, aşk kavramını metaforlarla
ifade ederken yazar sorumluluğunu elden bırakmamıştır. Metaforun örttüğü o karanlık yüzden
haberdardır. Metafor bir düşünceyi, bir hususu, bir noktayı genişletip açık ve belirgin bir hale
getirirken konuya objektif olarak yaklaşmamızı sağlayabilecek kimi noktaları görünmez
kılmaktadır. Bu durumun farkında olan Kilimci, metaforlarla parlattığı kavramların karanlıkta
kalan yönlerini kimi zaman ironilerle kimi zaman da başka metaforlarla aydınlatarak okurun
sağlıklı bir değerlendirme yapmasına imkân tanımıştır. Bu çalışmada Ayşe Kilimci’nin
hikâyelerinde, kadim bir tema olan aşkı soyut alandan somut alana aktarırken kullandığı
metaforlar tespit edilmiştir. Akabinde tespit edilen bu metaforlardan hareketle yazarın aşk
olgusuna bakışındaki metaforik zenginlik ve renklilik ortaya konulmuştur.
Ayşe Kilimci deals with various aspects of love as
a main or a side theme in her many stories, yet,
she does not treat love only as an emotional frame
between man-woman relation. She accepts love as
a dominant element of all good and beautiful acts.
This author deals critically to love experiences
around her. Although she has witnessed that love
has gradually turned into a one-person tradition,
she does not lose faith in love. From her own
perspective, the author successfully explains what
love is and sometimes what not to love, and has
drawn a broad framework with original
metaphors. Having a metaphoric and ironic sense,
the writer sometimes uses symbolic characters in
her stories, and she always catches magic of love
in her stories which have a realistic social view. It
is a natural necessary to use concrete concepts to
express an abstract concept like love. That is what
the analogy is. Moving from weak (abstract) to
strong (concrete) requires metaphorical elements.
In addition, a less abstract description can be used
to describe an abstract concept. In this manner,
Kilimci used metaphor as a leverage to convert
love, which has a very wide and deep meaning,
into a concrete concept. While expressing the
concept of love with metaphors, she did not leave
her responsibility as writer. Regarding an
objective approach, some points may get invisible
while expanding a metaphorical idea or making a
metaphorical idea clear. She is aware of darkness
that the metaphor covers. She gives opportunity to
make a sound assessment to readers, by using
ironies or other metaphors to make clear the dark
aspects that she has gleamed with metaphors. In
this study, the metaphors which transfer precious
love theme from abstract to concrete field in Ayşe
Kilimci stories have been determined. Following
these metaphors, metaphorical richness and color
of the author's view of love have been revealed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2018 |
Acceptance Date | May 25, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 4 Issue: 2 |
Follow us on Social Media!