Sahabe, Müslümanların nezdinde, çok değerli bir yere sahiptirler. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.)’e sadakatle bağlanmaları ve canları ve malları ile onun yanında durarak destek olmaları bu duyuşsal algıyı oluşturan en önemli sebeplerden biridir. Bunun yanında sahabe, gerek Resulullah (s.a.v.)’in vefatından önce gerekse onun ahirete irtihalinden sonra Kur’ân’ın ve İslam’ın bütün insanlığa sahih bir şekilde ulaşması noktasında göstermiş oldukları harikulade tavırlarıyla gayret ve fedakârlıkları yine onların değerlerine değer katmıştır. Bu bakımdan ilk nesil, vahyin 23 yıllık nüzûl sürecinin büyük bir kısmını Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte yaşamıştır. Bu meyanda hem vahyin inişine şahit olmuşlar hem de vahyin inmesine konu/sebeb teşkil etmişlerdir. Dolayısıyla Kur’ân tefsirleri belli şartlara bağlı ihtiyatlı yapmışlardır. Bu meyanda Doğru bir tefsir yapabilmek ve daha objektif verilere ulaşmak için ilk dönem tefsiri çok mühimdir. Zira Kur’ân’ın tefsiri vahyin nüzulü ile eşzamanlı başlamıştır. Bu bakımdan Kur’ân’ın ilk müfessiri Hz. Peygamber (s.a.v.) olduğunu ifade etmek kaçınılmazdır. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ahirete irtihalinden sonra tefsir sahasında en önemli kaynak ise hiç şüphesiz ilk nesil ve öncü kuşak dediğimiz sahabedir. Sahabenin Allah Resulü’nün talim ve tedrisatından gerek formal gerekse informal geçmeleri onları Kur’ân’ın yorumlamasında seçkin bir konuma getirmiştir. Vahyin atmosferine şahitlik eden sahabe nesli, Müslümanlar için bir rol model olmanın yanında ilahi hitabın anlaşılması noktasında Hz. Peygamber (s.a.v.)’in terbiyesinde yetişmiş ve vahyin anlaşılması ve hayata taşınması için gerek canlarını gerekse de mallarını hiç tereddüt etmeden feda etmiş ilk nesildir. Kur’ân’ın nuzül ortamı, anlama ve kastı ilahiyi bilme noktasında çok önemlidir. Sahabenin bu ortama tanıklık etmeleri, olayların özel veya genel sebeplerini bilmeleri, ayetlerin nüzulüne sebep olan vakıaların tarihsel ve zamansal bağlamı bilmeleri ve bu anlamda sosyo-kültürel verilerle iç içe bir hayat yaşamaları bize ilahi muradı anlama noktasında önemli veriler sunmaktadır. Zira anlamın bağlamını oluşturan tarihi arka planı bilmek ve bundan faydalanmak en azından metot olarak tarihe bir projeksiyon tutmaktadır. Şunu hemen ifade edelim ki akli muhakeme kullanılmadan yorum/tefsir denilen olgu gerçekleşemez. Bu noktada sahabe nesli sonraki nesillere nazaran daha şanslı ve avantajlı görünse de Kur’ân’ın nazil olduğu dönemde bazı müphemlerle karşılaşmış ve bunları çözme metotları geliştirmişlerdir. Elbette bu geliştirilen metotlar bügünkü gibi sistemli olmamıştır. Ancak spontan olarak anlam ve yorumu sosyo-kültürel çevreyi de baz alarak ve olayların tarihi seyrine şahitlik ederek çözmüşlerdir. Zira sahabe Kur’an’ı çok fazla rehbere ihtiyaç duymadan anlayabiliyorlardı. Çünkü ilahi hitap kendi dilleriyle inmiştir. Ancak şunu ifade edelim ki bütün inceliklerini hepsi aynı seviyede bilmiyordu. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.)’den sonra ilk neslin, Kur’ân’ın tefsirinden kaçındıkları ve bu anlamda geride durdukları yer yer sabit olsa da çok geçmeden bu durum İslam dinine yeni giren farklı din, ırk ve dilden insanların inançları ve örf adetleriyle şekillenen anlamaya imkân ve kapı aralamıştır. Özelikle bu noktada ilk neslin anlama neliği, Kur’ân tasavvurları oluşturan etkenler irdelenecektir. Biz bu çalışmamızda sahabe tefsirinin kaynak değerini ve bağlayıcı olmasının nedenleri üzerinde duracağız.
The companions of the Prophet are the first generation who were brought up in the upbringing of the Prophet (pbuh) and devoted their lives and property without any hesitation in order to understand the revelation and bring it to life. The interpretation of the companions is very important in terms of the Qur'an's revelation environment, for understanding and knowing the divine intention. Witnessing this environment, being aware of the special or general causes of the events, knowing the historical and temporal context of the events that caused the revelation of the verses, and living a life intertwined with socio-cultural data in this sense provide us with important data in terms of understanding the divine will. Knowing and benefiting from the historical background that constitutes the context of meaning, at least as a method, keeps a projection to history. It is stated that the phenomenon called interpretation cannot take place without the use of rational reasoning. At this point, although the generation of the companions seems more fortunate and advantageous than the next generations, they encountered some ambiguities and developed methods to solve them at the time the Qur'an was revealed. These developed methods were not as systematic as they are today. However, they spontaneously solved the meaning and interpretation based on the socio-cultural environment because the companions could understand the Qur'an without the need for many guides. As the divine address had descended in their own language. However, it is stated that not all of them knew all the subtleties of revelation at the same level. Although the place where the first generation after the Prophet (pbuh) avoided the interpretation of the Qur'an and stood behind in this sense is constant. It soon led to an opportunity for understanding shaped by the beliefs and customs of people from different religions, races and languages who had just entered the religion of Islam. At this point, the understanding of the first generation and the factors that make up the conceptions of the Qur'an will be examined. In this study, it is focused on the source value of the their tafsirs and the reasons why it is binding.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 26, 2022 |
Submission Date | September 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 3 |
Darulhadis Journal of Islamic Studies is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).