Son günlerde Almanya’da özellikle de Alman Milli takımının Rusya’da gerçekleşen Dünya şampiyonasında
başarısız olup da evine erken dönmesiyle kötü oynadığı yönüyle ve Türkiye’deki başkanlık seçimlerinden bir ay önce
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la İngiltere’de görüşüp, ona formasını hediye etmesiyle bir günah keçisi olarak
seçilen Mesut Özil’in örneğinde Almanya’da üç kuşak boyunca entegrasyonun başarılı olup olmadığını tartışmaya açmak
istiyoruz. Mesut Özil gibi bir oyuncunun Real Madrid’de, Arsenal’de, bir başka ifadeyle dünya devi takımlarda oynadığı
göz önüne alınacak olursa, onun futbolculuğunu siyasi ya da kişisel nedenlerle inkâr etme durumu söz konusu olabilir mi?
Üç kuşak Almanya’da kalmış bir neslin entegrasyonunda Almanya’da hala sorunlar var mıdır, yok mudur? Bunun için
neler yapılmalıdır? Entegrasyon süreci ve multi kültürel bir yapılanmaya sahip olma inancı boşuna bir umut mudur. Bu
mümkün müdür? Bu makale, 1961 yılında iş gücü olarak kara trenle Almanya’ya giden ve Almanca bilmeyen bir nesilden
üçüncü kuşağa, orada doğup, orada büyümüş, oranın topraklarında kendini huzurlu hisseden üçüncü neslin entegrasyon
sürecinin başarılı olup olmadığını kendisine araştırma konusu edinmektedir.
Mesut Özil Göçmenlik Alman Milli Takımı Recep Tayyip Erdoğan Angela Merkel
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Şubat 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 26 |
Dicle University
Journal of Social Sciences Institute (DUSBED)