On dokuzuncu yüzyıl İngiliz edebiyatında Romantik dönem kendinden önceki dönemin edebi ilkelerinden tamamen farklı bir edebiyat anlayışı ile öne çıkmıştır. Bu dönem, yaratıcılığı kısıtlayan kurallardan ve yaygın anlayıştan uzaklaşma ve bir özgürleşme hissi ortaya koymuştur. On sekizinci yüzyıl şiirindeki klasisizm odağının aksine, Romantik şiir orta çağ temalarına yönelmiş ve doğaüstü elementler ile gotik hayal gücüne yer vermiştir. John Keats'in şiirlerinde hayal gücü, güzellik ve doğruya ulaşmanın ve alternatif bir dünya kurmanın en önemli yoludur. “Güzelliğin ilkesini her şeyde sevdiğini” ifade eden şair hayali diyarlar yaratarak gerçeğe alternatif bakış açıları geliştirir The Letters 186, 467 . Keats Isabella; ya da, Fesleğen Saksısı 1818 isimli şiirinde orta çağa ait bir hikayeyi gotik unsurlar kullanarak kendi güzellik anlayışına göre uyarlamıştır. Ürkütücü detaylar içeren gotik unsurlar çirkin ve tehditkar görünebilir fakat Keats'in güzellik anlayışı akıldışı, hayali ve huşu uyandıran duygularla sevinç ve mutluluğu birlikte kabul eder. Şiirin gotik atmosferi bir cesedin başının fesleğen saksısına yerleştirilip gözyaşlarıyla sulanması gibi dehşet verici bir olaya dayanmaktadır. Bu korkunç olay şiirde bir genç kızın sevgisinin yansıması ve gerçeğin farklı bir yorumu olarak ele alınmıştır. Bu bağlamda bu çalışmanın odağı özellikle Keats'in gerçek ile bir tuttuğu güzelliğe ulaşmak için kullandığı gotik unsurları hayal gücünün ürünü olarak nasıl ele aldığı olacaktır. Isabella'da gotik unsurların kullanımı üzerinde durularak bu çalışmada hayal gücünün yansımalarının Keats'in güzellik ve gerçek kavramlarına yaklaşımına katkısı incelenecektir.
The Romantic period of the nineteenth-century English literature brought along a total break from the literary principles of the eighteenth century. It revealed a sense of freedom from the imposed forms of expression and established categories of understanding and boundaries that restricted freedom of creativity in literature. Contrary to the classicism of the eighteenth-century literature, Romantic poetry is marked by a general tendency towards medievalism which gave rise to the use of supernatural elements and gothic imagination in poetry. In John Keats's poetry, imagination, the essential element in the formation of art and the supreme way to attain beauty and truth, links man to an alternative world that hosts what is more than meets the eye. As a poet who states that he “loved the principle of beauty in all things” Keats invents imaginary realms and alternative perspectives to reality The Letters 186, 467 . In his Isabella; or, The Pot of Basil 1818 he retells a medieval romance by employing gothic details as a part of his exploration of beauty. He makes use of gothic elements with gruesome details that can be considered less pleasant or threatening but his description of beauty embraces the irrational, the imaginary, and awe-inspiring details alongside the joy and happiness. The gothic atmosphere of the poem draws on the horror of a corpse's head taken care of like a flower in a basil pot. The poem deals with the horrifying events as a young girl's expression of love and interpretation of truth. This study focuses particularly on the ways Keats handles gothic elements as reflections of imagination to attain beauty which he equates with truth. By foregrounding the gothic elements in Isabella this paper aims to explore how these projections of imagination contribute to Keats's preoccupation with themes concerning beauty and truth.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 59 Issue: 1 |
Ankara University Journal of the Faculty of Languages and History-Geography
This journal is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.