Uluslararası serbest ticaret on yıllardır, yerel ve küresel ölçekte, ekonomik büyümenin ana kavramlarından birisi olmuştur. Uluslararası ticaretin önündeki tek engelin tarifeler olması beklenmekte, her ülkenin diğerlerine eşit koşullarda tehdit oluşturması ve ithal edilen tüm ürünlere ithalatın gereklilikleri yerine getirildiğinde, yerli ürünlerle aynı muameleyi görmesi beklenmektedir. Ancak, ticareti yapılan malların niteliği ve kapsamı, uluslararası ticaret sürecini ve alıcı ülkelerin muamelesini etkilemektedir. Genelde ödemeler dengesi problemi yaşayan gelişmekte olan ülkeler, özellikle farmösatik ürünlere karşı olan talebin giderek artması ve bu ürünlerin ana üreticilerinin gelişmiş ülkeler olmasından dolayı, ürünlerle ilgili farklı tutumlarda bulunmaktadırlar. 80 milyonu aşan ve giderek artan nüfusu ile Türkiye, 2016 yılından itibaren ilaç üretiminin önemli bir bölümünü Türkiye'ye aktarmak için bir yerelleştirme politikası başlatmıştır. Ancak AB, Nisan 2019'da Türkiye aleyhine DTÖ'ye esas olarak ulusal muamele kuralına atıfta bulunarak resmi şikâyette bulunmuştur. Yerelleştirme politikası kapsamında Türkiye, önceliklendirme tedbiri ve ayrıca teknoloji transferi gerekliliği uygulamakla suçlanmıştır. Ulusal muamele kuralından sapmalarla ilgili anlaşmazlıklar hakkında DTÖ tarafından kabul edilen temel istisna, devlet alımları olmuştur. Türk ilaç sektörüne bakıldığında, ithal ilaçların alımı Türk hastaların nihai kullanımı için gerçekleştirilmiştir ve yeniden satış fiyatlandırma prosedürü de yönetmeliklerle sabitlenmiştir, bu nedenle yeniden satış fiyatlandırmasının rekabetçi olmadığı ve devlet için bir kar ortaya çıkarmadığı sonucuna varılabilir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 29, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 2 |