Kaybolma, arama, bulma gibi olgular hayatın temel karşılaşmalarındandır. Kaybolma bazen bir korkuyu barındırdığı gibi bazen yeni bir başlangıca vesile olabilir. Bu sebeple kaybolmalar geçmişte mit, destan, masal gibi anlatılarda modern dönemlerde romanda çokça yer bulmuş bir konudur. Günümüz Türk edebiyatında kendine önemli bir yer edinen Hasan Ali Toptaş eserlerinde kaybolma konusuna sıkça yer vermiş bir sanatçıdır. Onun her romanında kaybolan bir kahramana rastlamak mümkündür. Toptaş kahramanın kaybolmasına, arayanların kaybolması, hikâyenin kaybolması, anlatıcının kaybolması gibi konuları da ekleyerek postmodern anlatının imkânlarını sonuna kadar kullanır. Belli bir neden taşımayan bu kaybolmalarda hayatın derin açmazlarına inen örtülü sorgulamalar vardır. Toptaş bu sorgulamalara felsefi bir yaklaşımdan ziyade toplumun meseleyi algılayışı ve kabullenişi üzerinden yaklaşır. Aynı zamanda edebiyatın dil ile yapıldığını bilen bir yazar olarak bütün sorgulamalarında dili önceler ve sorunları dilin imkânları içinde çözmeye çalışır. Özellikle de dil üzerindeki bu gayreti onu son dönem Türk edebiyatında yükselten en önemli unsur olmuştur. Kaybolmalar konusunda Toptaş’ın bütün eserlerini hareket noktası edinen bu çalışma iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda kaybolmalar malzeme olarak ele alınmış ve yazarın eserlerindeki kaybolmalar tespit edilerek bir sınıflama yapılmıştır. İkinci kısımda malzemeye bakılarak kaybolmalardan hareketle Toptaş’ın kurmaca evreni ve kurgu sanatı incelenmiştir.
The phenomena of disappearance, search, and discovery are fundamental encounters in life. Disappearance, at times harboring a sense of fear, can also serve as a catalyst for a new beginning. Consequently, disappearances have found ample representation in narratives throughout history, ranging from myth, epic, and folklore to the modern novel. Hasan Ali Toptaş, an esteemed figure in contemporary Turkish literature, frequently explores the theme of disappearance in his works. It is common to encounter a disappearing protagonist in each of his novels. Toptaş exploits the possibilities of postmodern narration by incorporating themes such as the disappearance of seekers, the disappearance of the narrative itself, and the disappearance of the narrator. These disappearances, devoid of any explicit rationale, entail veiled interrogations into the profound quandaries of life. Rather than adopting a strictly philosophical approach to these inquiries, Toptaş addresses them through the lens of societal perception and acceptance of the issue. Moreover, as an author cognizant of literature's reliance on language, he prioritizes language in all his inquiries, striving to resolve issues within the scope of linguistic possibilities. Particularly, his diligence in exploring the nuances of language has emerged as a paramount factor elevating him in contemporary Turkish literature. This study, focusing on disappearances as the thematic cornerstone of Toptaş's entire oeuvre, comprises two parts. The first part examines disappearances as material and classifies them by identifying instances of disappearance in the author's works. The second part delves into the author's fictional universe and narrative artistry, utilizing disappearances as a point of departure from the material.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | October 22, 2024 |
Submission Date | January 3, 2024 |
Acceptance Date | May 14, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 8 Issue: 2 |
Journal of Literary Criticism is a refereed journal published in the scope of literature.