İnsanların duygularını, düşüncelerini, ait olduğu toplumdaki çağdaşlarına ve gelecek kuşaklara aktarmasını sağlayan dil, bununla kişisel ve toplumsal olma özelliğini bir arada bulundurmaktadır. Dilin en küçük öğesi olan sesten anlamlı mesaj bütünlüğü ifade eden cümleye kadar her unsuru; sosyal, siyasal ve kültürel yaşantısı hakkında bilgi veren kolektif bir belleğe işaret eder. Bu özellik; edebî metinlerde yeniliğin ve özgünlüğün temel alındığı üsluba dâhil olur. Dili değiştirme, bozma, dile yeni sözcükler ve sözcüklere yeni anlamlar katma, kullanım alanı daralmış ve/veya unutulmuş sözcükleri kullanma vb. şeklinde tanımlanabilecek dil sapmalarının; şair ve yazarların üslubuna ayırt edici bir özellik imkânı sağlamaktır. Türk Edebiyatında dil sapmasını en çok kullanan şairlerin İkinci Yeniciler olduğu, bununla birlikte aynı dönemde ortaya çıkan 1950 Kuşağı Öykücülerinin de sapmayı yoğun olarak kullandığı dikkati çeker. Bu bağlamda 1950 Kuşağı Öykücüleri arasında yer alan Bilge Karasu (1930-1995), öykülerinde dil sapmasına sıklıkla yer vererek kendine has bir üslup yakalamaya çalışmıştır. Nitekim Karasu’nun 1979’da yayımladığı ve masalsı ögelerin yer aldığı Göçmüş Kediler Bahçesi (GKB) adlı öykü kitabında hem kurgulama tekniği hem de kullandığı dil sapmalarıyla özgün bir anlatım tekniği gösterdiğinden söz edilebilir. Bu çalışmada söz konusu öykü kitabında yer alan sapmalar; sözcüksel, ses bilgisel (fonolojik), şekil bilgisel (morfolojik), yazımsal, anlamsal ve diyalektik sapmalar başlıkları çerçevesinde incelenmiştir.
Language, which enables people to convey their feelings, thoughts to their contemporaries and future generations in the society to which they belong; with this feature, it shows the feature of being personal and social together. Every element of the language, from the sound, which is the smallest element, to the sentence expressing a meaningful message integrity; it points to a collective memory that provides information about social, political and cultural life. This feature; it is included in the rhetoric based on innovation and originality in literary texts. Changing the language, corrupting it, adding new words and new meanings to the words, using words that have narrowed down and/or have been forgotten, etc. language deviations that can be defined as; provide a distinctive feature to the rhetoric of poets and writers. It is noteworthy that the poets who used linguistic deviation the most in Turkish Literature were the İkinci Yeniciler, while the 1950 Kuşağı Öykücüleri, who emerged in the same period, also used deviation intensively. In this context, Bilge Karasu (1930-1995), who is among the 1950 Kuşağı Öykücüleri, tried to achieve a unique rhetoric by frequently using language deviation in his stories. As a matter of fact, it can be said that Karasu showed an original narrative technique in his Göçmüş Kediler Bahçesi (GKB) named storybook, published in 1979 and containing fairy-tale elements, with both the editing technique and the language deviations he used. In this study, the deviations in the story book in question are it was examined within the framework of lexical, phonological, morphological, orthographic, semantic and dialectical deviations headings.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | October 22, 2024 |
Submission Date | July 13, 2024 |
Acceptance Date | October 18, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 8 Issue: 2 |
Journal of Literary Criticism is a refereed journal published in the scope of literature.