Söylemek… Birine, birilerine belki de hayatın ta kendisine bir sözü bir şekilde
söyleyebilmek. Söylenmek isteneni usulca fısıldamak, ya da cesurca haykırmak…
Belki zamanın rüzgârına teslim edip unutulmasına engel olamamak, belki de tarihin
sayfalarına kazıyarak kuşaktan kuşağa nesiller boyu yaşamasını sağlamak…
Söylemek çeşitlidir… Bir söz bin şekilde, bin şekille söylenir. Medeniyetin baş-
langıcından beri söylenecek sözler türlü şekillerde ifade edilmiştir, edilmektedir…
Söz, kâh kulaktan kulağa yayılan efsanelerin diliyle, kâh bir varmış bir yokmuş diye
başlayan münezzeh bir zaman ve zeminde yaşanan olaylar silsilesiyle, kâh sazın sesi
eşliğinde öğrenilerek zihinlere işleyen hikâyelerle ya da aynı telden çıkan ezgilerle;
kâh kilimdeki bir motifle, yazmadaki bir oya ya da kumaştaki bir işlemeyle, belki bir
kıyafet veya takıyla belki de perdenin arkasında ele alınan Karagöz-Hacivat tasvirleriyle
dile getirilmiştir… Beyitle, bentle, dörtlükle, hikâye ya da romanla söylenmiş,
söylenmektedir… Günümüzde sözün en çok kişiye en çok şekilde söylenebildiği dil,
kuşkusuz televizyonun-internetin dilidir… Bu dili kullanarak dünün, bugünün, geleceğin;
doğunun, batının ve her ikisinin söylenmiş söylenecek en güzel sözlerini en
güzel şekilde söyleyen yapımlardan biri TRT Çocuk ekranlarında yayınlanan
Cille’dir…
Cille’nin senaristi Arif SAĞLAM, kendi söz söyleme şekillerini şu şekilde ifade
ediyor:
Other ID | JA45YU84AD |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 11 Issue: 1 |
Journal of Turkish World Studies is licensed under a Attribution-NonCommercial 4.0 International license.