Kent sosyologlarına göre otomobil ve kent birbirini radikal bir şekilde dönüştürmektedir. Gündelik yaşamda ilk kez 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan otomobil; insan ve teknolojinin işlevsel ve semiyotik bağlamda buluşmasının en etkileyici örneklerinden biridir. Kapitalist üretim tarzıyla kentler büyümekte, trafik kompleks hale gelmekte ancak ulaşım ve araçlarına ulaşma konusunda cinsiyet eşitsizliği ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında trafik, kent mekanları, teknoloji ve özellikle otomobil aynı zamanda heteronormativiteyi güçlendirecek şekilde dişil ya da eril biçimde cinsiyetlenmektedir. Otomobil insana sağladığı bedenselleşme potansiyeli ile cinsiyet kimliğinin ve heteronormativitenin üretilmesine ayrıca katkı sağlamaktadır
Gender, technology and the city: The Ambiguous heteronormativism of the automobile According to urban sociologists, the automobile and the city transform each other in fundamental ways. The automobile, emerged for the first time at the end of the 19th century in everyday life, has become one of the most impressive examples of the meeting of the human being and technology in the context of functionality and semiotics. Due to the capitalist mode of production cities has been growing , traffic is becoming complex; at the same time gender discirimination in access to transportation and vehicles are emerging. They are also reinforcing the heteronormativity of the traffic, urban space, technology and the automobile via becoming feminine or masculine. The automobile, which allows potential corporealization also contributes to the production of gender identity and heteronormativity
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 6 Sayı: 1 |