Abstract
The Role of Imagination in Adam Smith’s Moral Theory
This paper aims to manifest the essential role that Adam Smith attributes to the imagination in his moral theory. The main claim of the paper is that without the creative, intentional and narrative activity of the imagination the constitution of moral subjectivity, the emergence of moral life and consequently the total moral determination is not possible. The claim is limited to the moral theory that Smith presents in his book The Theory of Moral Sentiments. In the introductory part of the paper, the critical ideas of Smith regarding the other moral theorists who grounds the principle of moral approbation on reason, self-interest or sentiment will be presented. In the following part the concept of sympathy that Smith defines as the process of moral evaluation will be analyzed and it will be shown that the activity of sympathy is the activity of the imagination. In this part, it will also be claimed that the demand of justice, in its moral aspect, is the result of an emotion whose source is imaginative replacement. The last to be explained is the concept of impartial spectator who the moral actor creates in order to consult in her/his evaluation of her/his moral acts, sentiments and behaviors. In this last section it will be clarified that impartial spectator, assigned to be an evaluative authority, is a creation of imagination. While discussing the concept of impartial spectator, Smith emphasizes that the image of a spectator watching our acts stands at the center of our moral life. According to him moral subjectivity survives in a selfhood divided into an actor and a spectator. In this last section impartial spectator, the watching part in the double selfhood, will be manifested to be a creation of the imagination. Thus, the whole moral world made possible with this moral spectatorship is the creation of the imagination.
Öz
Adam Smith’in Ahlak Kuramında Hayal Gücünün Rolü
Bu makale Adam Smith’in ahlak kuramında hayal gücüne atfettiği temel rolü görünür kılmayı amaçlamaktadır. Makalenin temel iddiası hayal gücünün yaratıcı, yönelimsel ve anlatısal etkinliği olmadan ahlaki öznelliğin kurulamayacağı, ahlaki yaşantının var olamayacağı ve dolayısıyla ahlaki belirlenimlerin gerçekleşemeyeceğidir. İddia Smith’in Ahlakı Duygular Kuramı isimli eserinde sunduğu ahlak kuramı ile sınırlandırılmıştır. Makalenin giriş bölümünde Ahlaki Duygular Kuramı’nda Smith’in ahlaki onay ilkesini akıl, çıkar ya da duyguda temellendiren diğer kuramcılara karşı yönelttiği eleştirilerine yer verilecektir. Takip eden bölümde ahlaki değerlendirme süreci olarak ortaya koyduğu duygudaşlık (sympathy) fikri incelenecek ve duygudaşlığın hayal gücünün etkinliği olduğu gösterilecektir. Bu bölümde adalet talebinin de, ahlaki boyutunda, bir duygu sonucu ortaya çıktığı ve duygunun kaynağının kurgusal yer değiştirme olduğu vurgulanacaktır. Son olarak çözümlenecek kavram ise ahlaki failin kendi edimlerini, duygu ve davranışlarını onaylarken başvurmak için yarattığı tarafsız gözlemci (impartial spectator) kavramıdır. Smith tarafsız gözlemci kavramını tartışırken edimlerimizi gözetleyen bir seyirci kurgusunun ahlaki yaşantımızın merkezinde durduğunu vurgular. Smith’e göre ahlaki öznellik hem seyreden hem eyleyen olarak ikiye bölünmüş bir benlikte sürer. Bu son bölümde, ikili benliğin izleyen kısmını oluşturan ve değerlendirme mercii olarak atanan tarafsız gözlemcinin hayal gücünün bir kurgusu olduğu gösterilecek ve böylece ahlaki seyirle birlikte mümkün kılınan tüm ahlak dünyasının hayal gücünün ürünü olduğu açıklık kazanacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 6, 2023 |
Submission Date | February 1, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 77 |
Philosophy World is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.