Rousseau felsefesi, temelini, doğal durumu kaybetmenin bir yozlaşma olduğu düşüncesi üzerine atar. Filozofun bu argümana yaklaşma biçimi eserden esere değişecektir fakat “logosantrik” düşünme biçiminin Rousseau’daki izleği aynı kalacak, yalnızca buna yönelme biçimi değişecektir. Rousseau hem aydınlanma filozofu hem de romantik düşünür/yazar olarak anılır – saltık ideaya doğru yönelme biçimi en temel olarak filozofun felsefesinde bu şekilde ayrılmaktadır. Romantik metinleri arasında yer alan Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev için “Sparta efsanesi” bu ideanın ütopya karşılığı olur. Rousseau felsefesini büsbütün ele almak çalışmamızın alanını aşacaktır, dolayısıyla Rousseaucu felsefenin bir paradigması olduğu göz önüne alınarak Sparta’nın neyi imlediğine odaklanacağız. Rousseau için Sparta nedir? Ya da, Atina ne değildir? Çalışmamızın kaygısı bu sorudur. Bunu cevaplayabilmek adına, tarih için Sparta’nın imgesine danışarak ilk söylevin Lakonofilisi ve ütopyanın anlamını genişletmeye çalışacağız.
Rousseauean philosophy is founded on the thought that the loss of the natural state is a degradation. The philosopher’s approach to this argument changes among his works; however, the change will be that of not the “logocentric” way of thought but only of his manner of approach. Rousseau is often referred to as both an enlightenment philosopher and a romantic thinker/writer – the manner of orientation to the absolute idea in his philosophy is essentially divided as such. For The Discourse on Arts and Sciences, which is placed among his romantic texts, “the legend of Sparta” becomes the parallel of this idea in form of a utopia. Treating Rousseau’s philosophy in its entirety would exceed the space of this work, therefore, by keeping in view that in fact, it is a paradigm of Rousseauean philosophy, we shall concentrate on what Sparta symbolizes. What Sparta is for Rousseau? Or, what Athens is not? Such is the concern of this paper. To respond to this, with a debate on the image of Sparta for history, we shall attempt to expand the first discourse’s Laconophilia and the meaning of utopia for it.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 10, 2020 |
Submission Date | June 10, 2020 |
Acceptance Date | November 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 30 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.