Bu çalışma, Antik Yunan felsefesinde görünüş-gerçeklik problemi üzerine odaklanan ve bu bağlamda ‘arkhe’ kavramını değerlendiren bir analiz sunmaktadır. Arkhe, gerçekte değişenin ardında değişmeden kalan ancak durumları veya görünüşleri değişen bir ilke veya töz olarak kabul edilmekte ve bu bağlamda varlığın gerçekliği ile görünüşü arasındaki ilişkiyi açıklamak için kullanılmaktadır. Miletli filozoflar, arkheyi varlık için temel ilke olarak görürler ve bu ilkenin varlık üzerindeki değişimlerin arkasındaki sabit unsuru temsil ettiğini savunurlar. Bu unsur doğanın temelini oluşturur ve varlık ile onun görünüşü arasındaki ayrımı açıklar. Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes'in arkhenin ne olduğunu belirleme girişimleri varlığın gerçekliği ile görünen kısmı arasındaki ilişkiyi anlama çabalarını yansıtır. Bu kapsamda makalede öncelikle felsefenin doğuşunun gerekli koşulları belirlenerek Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes'in arkhe kavramına yükledikleri farklı anlamlar ve arkheye yönelik yaklaşımları varlık anlayışları çerçevesinde değerlendirilmektedir. Böylece Arkhenin nasıl evrildiği ve bu kavramın görünüşün ötesindeki gerçekliği anlama çabalarına nasıl katkıda bulunduğu incelenmektedir. Ayrıca makalede Anaksimandros ve Anaksimenes’in arkhenin değişen durumlarını ayrılma-kopma veya yoğunlaşma-seyrekleşme işleyişi ile açıklamaları neticesinde görünüş-gerçeklik ayrımını temellendirme konusunda derinlemesine bir perspektif sundukları vurgulanmaktadır. Özellikle Anaksimandros'un ‘apeiron’ olarak adlandırdığı ilkenin, duyulardan ziyade akıl yoluyla kavranabilen bir gerçekliği temsil ettiği ve bu yönüyle görünüşün ötesinde bir anlam taşıdığı iddia edilmektedir. Nihai olarak apeironun belirli olmayan bir niteliğe sahip olduğu değerlendirilerek maddi bir yapıda olmasına rağmen duyularla algılanabilen olandan daha temel bir nitelikte olabileceği tespit edilmekte ve görünüş-gerçeklik meselesinin ele alınmasında apeironun diğerlerine kıyasla daha uygun bir yapıda olduğu öne sürülmektedir.
This study investigates the appearance-reality dilemma in Ancient Greek philosophy and assesses the meaning of ‘arche’ within that framework. In this context, arche is used to explain the relationship between the reality of the entity and its appearance. Arche is recognized as a principle or substance that remains unchanged behind what actually changes but whose situations or appearances change. According to Milesian philosophers, arche is an essential principle of existence, and they argue that it is the constant factor underlying changes in the world. This fundamental idea forms the basis of all natural phenomena and elucidates the distinction between reality and apperance. The endeavors of Thales, Anaximander, and Anaximenes to determine what the arche is reflect their efforts to understand the relationship between the reality of existence and its observable aspect. The article first establishes the prerequisites for the emergence of philosophy and assesses the various interpretations of the term arche and the approaches taken by Thales, Anaximander, and Anaximenes in relation to it, all within the context of their conceptions of existence. Thus, how the arche evolved and how this concept contributes to efforts to understand reality beyond appearance are examined. In addition, it is emphasized in the article that Anaximander and Anaximenes offer an in-depth perspective on grounding the distinction between appearance and reality as a result of their explanation of the changing states of the arche through the processes of separation, condensation, and rarefaction. In particular, it is claimed that the principle known as apeiron, as described by Anaximander, represents a reality that can be grasped through the mind rather than the senses and, in this respect, has a meaning beyond appearance. The evaluation concludes that the apeiron displays an indeterminate quality and, despite its physical composition, may possess a more profound essence than what is perceived by the senses. In light of this, it appears that the structure of the apeiron is superior to that of other structures in terms of resolving the appearance-reality dilemma.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ontology, Ancient Philosophy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 16, 2024 |
Submission Date | July 17, 2024 |
Acceptance Date | October 22, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 39 |
Starting from 2024, our journal will be published in 3 issues as two regular and one special issues. These issues will be published In May (regular issue), September (special issue) and December (regular issue).
Acceptance of articles for our special issue and our regular issue in December will begin on March 15.
Only articles within the scope of the file will be included in our special issue.
Thank you for your attention.