Türk halkları, yaşam tarzları gereği sıkça yer değiştirdikleri için çok sayıda din ve inanç sistemleriyle etkile-şim halinde bulunmuşlar; bu sayede kendisine özgü bir iman, toplumsal yapı ve yaşam tarzı geliştirmişlerdir. Bu çerçevede Türkler İslamiyet’ten önce Budizm, Maniheizm ve Totemcilik gibi inanç sistemlerine bağlanmış olsa-lar da Türk inanç sisteminde belirgin olan tek Tanrı anlayışı onların semavi bir dine intibakını kolaylaştırmıştır. Her ne kadar Yahudilik ve Hristiyanlık gibi semavi dinler Türkler arasında sınırlı ölçüde taban bulmuş ise de İslamiyet'in oluşturduğu etkiyle kıyaslanamaz. Özellikle 9. ve 10. asırlarda Türkler arasında hızlı şekilde yayıl-maya başlayan İslamiyet, askeri ve siyasi faaliyetler dışında iktisadi ve kültürel etkileşimlerle de geniş bir kitle-sel tabana kavuşmuştur. Kaynaklardan açıkça anlaşılmaktadır ki, erken dönemlerden itibaren siyasi gelişme-lerden bağımsız olarak Uzakdoğu’ya kadar yayılan Müslüman tacirler sadece ticari ürünleri değil, inançlarını ve kültürlerini de taşımışlardır. Böylece Türk ülkelerine serbestçe girip çıkan Müslüman tüccarlar, bir yandan ürün değişimi ve dolaşımını temin ederken diğer yandan Türklerle İslam dünyası arasındaki dini ve kültürel mübadelenin gönüllü aracıları olmuşlardır. Bu makalede, Türk coğrafyasından seyreden ticaret güzergâhı üze-rinde faal olan Müslüman ticaret erbabının, Türk kavimleri arasındaki tebliğ ve irşad faaliyetleri ile bu faaliyet-lerin Türklerin kitlesel olarak İslamiyet’i kabul etmelerindeki etkisi tartışılacaktır
Turkic peoples have interacted with many religions and belief systems as they frequently change places due to their lifestyles. In this context, although Turks were attached to belief systems such as Buddhism, Mani-chaeism and Totemism before Islam, the understanding of one God, which is evident in the Turkish belief sys-tem, facilitated their adaptation to a heavenly religion. Although monotheistic religions such as Judaism and Christianity found a limited base among Turks, it cannot be compared with the influence of Islam. Especially in the 9th and 10th centuries, Islam, which started to spread rapidly among the Turks, gained a wide mass base with economic and cultural interactions apart from military and political activities. It is clearly understood from the sources that the Muslim traders who spread to the Far East from the early times, regardless of political de-velopments, carried not only commercial products, but also their beliefs and cultures. Thus, Muslim traders freely entering and leaving Turkish countries, on the one hand, ensured the exchange and circulation of prod-ucts, on the other hand, they became voluntary intermediaries of the religious and cultural exchange between the Turks and the Islamic world. In this article, the preaching and guidance activities among the Turkish tribes of the Muslim traders who are active on the trade route from the Turkish geography will be explained. In addition, the effect of these activities on the mass conversion of the Turks to Islam will be discussed
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Turkish Society and Community |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 20, 2024 |
Submission Date | November 1, 2023 |
Acceptance Date | January 17, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 6 Issue: 11 |