This study investigates the historical interplay between aesthetics and political practices in Central Asian Turkic societies. It particularly focuses on how the Huns, Göktürks, and Uighur Turkic communities utilized art and aesthetics to symbolize political power and construct social identity. The findings illustrate that aesthetic practices were not solely expressions of artistic creativity but also served as representations of political authority and as strategic instruments for the consolidation of social order. In this context, the study examines the role of aesthetic elements such as stone inscriptions, architectural structures, and religious symbols in glorifying and legitimizing political power within Central Asian Turkic societies. The principal aim of this research is to elucidate how aesthetics and political practices co-evolved in these societies and to assess the implications of this co-evolution for social identity construction. The study also explores how art was employed as a political language, extending beyond its function as a mere vehicle for aesthetic expression. The impact of the nomadic lifestyle on art and aesthetics is further analyzed, with particular emphasis on the functional integration of artistic traditions, especially in metalworking and portable art. The research also evaluates the influence of religious beliefs such as Tengrism, Manichaeism, and Buddhism on aesthetic practices, with a specific focus on how aesthetic elements in Göktürk and Uighur inscriptions reinforced political authority. These artistic works are interpreted as propaganda tools, consolidating rulers' power and authority while also serving as visual and symbolic narratives that shaped social identity. A qualitative research methodology was adopted, with document analysis as the primary method. Historical documents, including Göktürk inscriptions, architectural structures, and other relevant artifacts, were meticulously examined to provide a comprehensive analysis of the development of aesthetic and political practices within their historical context. Conceptual analysis was employed to examine the relationships between key concepts such as aesthetics, power, and identity construction. The analysis particularly focused on the role of aesthetic practices in representing political authority and shaping social identity within the social, religious, and cultural frameworks of the time. To facilitate collective evaluation, the findings are presented in tabular form, concretizing the relationship between aesthetic elements, political authority, and social structure. This demonstrates that art functioned not merely as a form of aesthetic expression, but as a socio-political tool integral to the reinforcement of social structures and political order. In conclusion, this study offers a comprehensive analysis of how aesthetic and political practices were interwoven in Central Asian Turkic societies and examines the impact of this integration on social structures. Aesthetic practices were employed as strategic tools for the consolidation of political power and the formation of social identities. The findings reveal that art and aesthetics in these societies were not merely processes of individual creation but functioned as mechanisms to strengthen social structures and reinforce political order.
Bu çalışma, Orta Asya Türk toplumlarında estetik ve siyasi pratiklerin tarihsel süreçteki ilişkisini incelemektedir. Çalışmada Hun, Göktürk ve Uygur Türk topluluklarının sanat ve estetiği, siyasi iktidarın temsili ve toplumsal kimlik inşasında nasıl kullandığına odaklanılmıştır. Çalışma, estetik pratiklerin yalnızca sanatsal birer ifade aracı olmayıp, aynı zamanda siyasi gücün bir temsili ve toplumsal düzenin pekiştirilmesi için kullanılan stratejik unsurlar olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, taş yazıtlar, mimari yapılar ve dini semboller gibi estetik ögelerin, Orta Asya Türk toplumlarının siyasi otoriteyi yüceltmek ve meşrulaştırmak amacıyla nasıl işlev gördüğü ele alınmıştır. Dolayısıyla çalışmanın temel amacı, Orta Asya Türk toplumlarında estetik ile siyasi pratiklerin nasıl bir arada geliştiğini ve bu süreçlerin toplumsal kimlik üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır. Bu kapsamda, sanatın bir estetik ifade aracı olmanın ötesinde, siyasi bir dil olarak nasıl kullanıldığı incelenmiştir. Ayrıca Türk-göçebe yaşam tarzının sanat ve estetik üzerindeki etkisi de çalışmada ele alınmış; özellikle metal işçiliği ve taşınabilir sanatın, Orta Asya Türk toplumlarının estetik anlayışının işlevsellik ile nasıl iç içe geçtiği analiz edilmiştir. Çalışma kapsamında, Göktanrı inancı, Maniheizm ve Budizm gibi dini inançların estetik pratikler üzerindeki etkisi de değerlendirilmiştir. Özellikle Göktürk ve Uygur Yazıtlarında, sanatsal ve estetik unsurların, siyasi otoriteyi pekiştiren araçlar olarak nasıl kullanıldığı incelenmiştir. Çünkü sanat eserleri, hükümdarların güç ve otoritesini halk üzerinde pekiştiren propaganda araçları olarak işlev görmüştür. Bu eserler, aynı zamanda toplumsal kimliği şekillendiren görsel ve sembolik anlatılar olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak tarihi olaylar ve estetik pratiklerin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada özellikle doküman analizi yöntemi tercih edilmiştir. Göktürk Yazıtları, mimari yapılar, sanat eserleri ve döneme ait diğer tarihi belgeler incelenmiş; estetik ve siyasi pratiklerin tarihsel bağlamdaki gelişimi üzerine analiz yapılmıştır. Bulguların değerlendirilmesinde kavramsal çözümleme tekniği kullanılmış; estetik, iktidar ve kimlik inşası gibi kavramlar arasındaki ilişki ele alınmıştır. Özellikle estetik pratiklerin siyasi otoriteyi temsil etme ve toplumsal kimliği şekillendirme süreçlerindeki rolü, dönemin sosyal, dini ve kültürel yapıları ile ilişkilendirilerek analiz edilmiştir. Ulaşılan bulgular, toplu bir değerlendirme sunmak amacıyla tablo şeklinde düzenlenmiş; estetik unsurların siyasi otorite ve toplumsal yapı ile olan ilişkisi somutlaştırılmıştır. Bu şekilde, sanatın sadece estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi bir araç olarak işlev gördüğü ortaya konulmuştur. Sonuç olarak Orta Asya Türk toplumlarında estetik ve siyasi pratiklerin birbiriyle bütünleştiği ve bu bütünleşmenin toplumsal yapılar üzerinde etkileri olduğu söylenebilir. Estetik pratikler, bu toplumların siyasi gücünü ve toplumsal kimliklerini güçlendirmek için stratejik birer araç olarak kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları Orta Asya Türk toplumlarındaki estetik ve sanatın, yalnızca bireysel yaratım süreci olmadığını, aynı zamanda toplumsal yapıları ve siyasi düzeni pekiştiren bir işlev gördüğünü ortaya koymaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Turkish Savannah Culture |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 24, 2024 |
Submission Date | September 12, 2024 |
Acceptance Date | November 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |