Lebanon is one of the countries that stands out in the Middle East with its historical heritage and cultural richness, as well as its geopolitical and geostrategic importance. The coexistence of various religious communities in the country has shaped its sectarian character. As a result, Lebanon has become a point where the Eastern and Western worlds meet, intersect and sometimes diverge.
In the second quarter of the twentieth century, Christian and Muslim communities in Lebanon had different visions for the future of Lebanon. At that time, two different concepts were used: "Lebanese Christians" and "Arab Muslims". In parallel with this, there were discussions among religious communities in the country about whether Lebanon should have a harmonious appearance with the Western or Eastern world. Ultimately, Maronite President Bechara el-Khoury and Sunni Prime Minister Riad al-Sulh achieved harmony between the Christian and Muslim communities in Lebanon under the name "National Pact". With the National Pact, Lebanon's sectarian understanding of governance was established.
The perspectives of different religious communities in Lebanon, their efforts to advance their interests, regional problems in the Middle East, and intense international influences on Lebanon have all driven the country towards instability. As a result, Lebanon witnessed a civil war that began in 1975 and lasted for fifteen years, but the conflicting interests of the country's religious communities were eventually reconciled, bringing the conflict to an end. However, today Lebanon sometimes comes to the fore with its political, social and economic problems. The problems that the country faces in various areas are largely due to the sect-based governance approach. This study aims to elaborate on the formation process of Lebanon's sectarian-based understanding of governance based on its political history. It is argued that it started to form in the nineteenth century and that this understanding became established following a century-long process.
To understand how Lebanon's sect-based governance approach has emerged, the present study focused on three periods: from the early nineteenth century to the third quarter of it, from the last quarter of the nineteenth century to the first quarter of the twentieth century, and from the establishment of Greater Lebanon to the adoption of the National Pact in 1943. The study included review, classification and analysis in line with a critical outlook in social science. First, document analysis, commonly preferred historical research method, was used. With this method, the context of the study was established by reviewing scholarly papers on this topic in the literature. Another method of the study was archival research. Documents related to the nineteenth century Ottoman-period Lebanon were accessed by investigating the Presidential Ottoman Archives (POA), and these documents were analysed in the study.
The present study concluded that the administrative changes and transformations in Lebanon during the second and third quarters of the nineteenth century were the initial steps in the formation of a sectarian understanding of governance in modern Lebanon. Furthermore, the perceptions and attitudes of religious communities towards each other and towards France during the establishment of Greater Lebanon and in the subsequent period formed the second step in the formation of the sectarian understanding of governance in Lebanon. Although the religious communities in Lebanon under French tutelage had different perspectives on the country, they agreed on the independence of Lebanon due to the conditions of the period in which they lived. As a result, they had to melt the wishes and obligations of the religious communities in a pot and accepted the National Pact. The sectarian-based governance approach became established in Lebanon with this Pact.
History of Islam Lebanon Religious Communities National Pact Confessionalism
Lübnan, jeopolitik ve jeostratejik öneminin yanı sıra tarihi mirası ve kültürel zenginliğiyle Ortadoğu’da ön plana çıkan ülkelerden biridir. Ülkede çeşitli dini toplulukların bir arada yaşaması ülkenin mezhepsel karakterini belirginleştirmiştir. Bu durumun bir sonucu olarak Lübnan, doğu ve batı dünyasının birleştiği, kesiştiği ve zaman zaman da ayrıştığı bir yer olmuştur.
XX. yüzyılın ikinci çeyreğinde Lübnan’daki Hristiyan ve Müslüman toplulukların Lübnan’ın geleceğine dair farklı tasavvurları bulunmaktaydı. Bu sırada “Lübnanlı Hristiyanlar” ile “Arap Müslümanlar” şeklinde iki farklı kavram kullanılmaktaydı. Bununla ilintili olarak ülkedeki dini toplulukların Lübnan’ın batı ya da doğu dünyasıyla uyumlu bir görünüme sahip olması gerektiği yönünde tartışmaları mevcuttu. Nihayetinde Marunî Cumhurbaşkanı Bişâre el-Hûrî ile Sünni Başbakan Riyâd es-Sulh “Ulusal Pakt” adı altında Lübnan’daki Hristiyan ve Müslüman toplulukların uyumunu sağladı. Ulusal Pakt’la Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışı yerleşik hale geldi.
Lübnan’daki farklı dinsel kimliklere sahip toplulukların her birinin ülkeye bakışı, bu toplulukların çıkarlarını geliştirme çabaları, Ortadoğu’daki bölgesel sorunlar ve Lübnan üzerinde uluslararası etkilerin yoğunlaşması ülkeyi istikrarsızlığa sürükledi. Lübnan 1975 yılında başlayan ve on beş yıl süren bir iç savaşa sahne oldu. Nihayetinde ülkedeki dini toplulukların çatışan menfaatleri bir noktada uzlaştırıldı ve çatışma ortamı sona erdirildi. Ancak günümüzde Lübnan zaman zaman siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarla gündeme gelmektedir. Ülkenin çeşitli alanlarda karşılaştığı sorunlar büyük ölçüde mezhebe dayalı yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada siyasi tarih temelinde Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşum sürecinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çalışmada Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının XIX. yüzyılda oluşmaya başladığı ve bir asırlık sürecin sonucunda bu anlayışın yerleşik hale geldiği savunulmaktadır.
Lübnan’ın mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşum sürecini anlayabilmek adına araştırma üç dönem üzerine yoğunlaştırıldı. Bunlar; XIX. yüzyılın başlarından üçüncü çeyreğe uzanan dönem, XIX. yüzyılın son çeyreği ve XX. yüzyılın ilk çeyreğini kapsayan dönem ve Büyük Lübnan’ın kuruluşundan 1943 yılında Ulusal Pakt’ın kabul edilmesine uzanan dönemdir. Çalışmada eleştirel sosyal bilim anlayışı çerçevesinde tarama, tasnif ve tahlile yer verildi. Öncelikle, genel tarih araştırmaları yöntemlerinden kaynak taraması kullanıldı. Bu yöntemle literatürde araştırma konusu hakkında kaleme alınan akademik çalışmalar taranarak çalışmanın bağlamı kuruldu. Çalışmanın diğer bir yöntemi de arşiv taramasıdır. Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde (BOA) tarama yapılarak XIX. yüzyıl Osmanlı Lübnan’ı ile ilgili belgelere ulaşıldı ve tahlil edilen bu belgelerden konu bağlamında istifade edildi.
Araştırma neticesinde, XIX. yüzyılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde Lübnan’ın idari yapısındaki değişim ve dönüşümlerin, modern Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşumunda ilk basamak olduğu sonucuna varıldı. Yine Büyük Lübnan’ın kuruluşu ve takip eden süreçte ülkedeki dini toplulukların birbirlerine ve Fransa’ya karşı algı ve tutumlarının Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışının oluşumunda ikinci basamağı oluşturduğu tespit edildi. Fransız vesayeti altındaki Lübnan’da dini toplulukların her ne kadar ülkeye bakış açıları farklı olsa da içinde yaşanılan dönemin koşullarının da etkisiyle Lübnan’ın bağımsızlığa kavuşması konusunda hemfikir oldukları, bu durumun neticesinde dini toplulukların istek ve zorunluluklarını bir potada eritmek durumunda kalarak Ulusal Pakt’ı kabul ettikleri, bu Pakt’la birlikte Lübnan’da mezhebe dayalı yönetim anlayışı yerleşik hale geldiği araştırmada ulaşılan diğer sonuçlardır.
İslam Tarihi Lübnan Dini Topluluklar Ulusal Pakt Konfesyonalizm
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 10 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 51 |