30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’yle birlikte Osmanlı Devleti her açıdan İtilaf Devletlerinin denetimine girdi. Ülke toprakları yer yer işgal edilmeye başlandı. Ordunun büyük ölçüde terhis edilmesi sonucunda Anadolu’da büyük bir iç güvenlik sorunu meydana geldi. Eşkıyalık ve şekavet olaylarında büyük bir artış yaşandı. Öte yandan orduda kitleler hâlinde yaşanan firar hadiseleri, ülkedeki iç güvenlik sorununu daha da derinleştiriyordu. Çünkü birçok asker firarisi, eşkıya ve çete gruplarına katılıyordu. Yollar kesiliyor, haneler basılıyor; soygun, yağma ve sabotaj gibi polisiye vakalarla halkın huzur ve emniyeti ortadan kaldırılıyordu. 23 Nisan 1920’de açılan Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkede iç güvenlik sorununu çözmek amacıyla önemli adımlar attı. 29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu çıkardı. Bu Kanun’dan beklenen sonucun alınamaması, bilhassa asker kaçakları için daha caydırıcı bir yaptırımın devreye sokulması gayesiyle 11 Eylül 1920’de Firariler Kanunu’nu kabul etti. Bu Kanun’u uygulamak üzere 18 Eylül 1920’de de İstiklâl Mahkemelerini kurdu. Bu mahkemeler vasıtasıyla hem askerî makamları ciddi şekilde düşündüren ordudaki firar problemi büyük oranda çözüldü hem de ülkedeki iç güvenlik sorunu bertaraf edildi.
Bu çalışmada Millî Mücadele Dönemi’nde kurulan İstiklâl Mahkemelerinin iç güvenlik sorununun çözümündeki rolü ortaya konulmak istendi.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Republic of Turkiye |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 2 Issue: 1 |