Rönesans Çağı, XIV. yüzyılın sonlarında İtalya’da başlayarak Avrupa’nın entelektüel, sanatsal ve bilimsel anlamda büyük bir dönüşüm geçirmesine öncülük etmiş; insan merkezli bir dünya görüşünü ve doğaya yönelik analitik bir yaklaşımı sanatın temel ilkeleri haline getirmiştir. Bu dönemin en önemli ressamlarından biri olan Sandro Botticelli, klasik estetik anlayışı ve idealize edilmiş formlarıyla, eserlerinde göze çarpan çizgisel kompozisyon, perspektif ve figüratif anlatım teknikleri, Rönesans’ın temel sanatsal değerlerini yansıtırken, aynı zamanda görsel sanatların geleceğine yön veren bir temel oluşturmuştur. Öte yandan, XVII. yüzyıl itibarıyla Rönesans’ın dengeli ve armonik sanat anlayışına bir tepki olarak doğan Barok sanatı, dramatik anlatım dili, yoğun ışık-gölge kullanımı (chiaroscuro), hareketlilik ve duygusal derinlik gibi unsurların ön plana çıktığı yeni bir görselliği beraberinde getirmiştir. Bu dönemin en etkili sanatçılarından biri olan Caravaggio, resimlerinde ışığın yönlendirilmiş kullanımı ve dramatik anlatımıyla Barok sanatının temel estetik prensiplerini belirlemiş; onun ardından gelen Rembrandt ise hem ışık-gölge oyunları hem de psikolojik derinliğiyle portre sanatına devrim niteliğinde katkılarda bulunmuştur. Bu makale, Rönesans’ın Botticelli ile temsil edilen klasik sanatsal anlayışı ile Barok dönemin Caravaggio ve Rembrandt gibi yenilikçi sanatçılarının teknik ve estetik yaklaşımlarını temel alarak, resim sanatının evrimini ve bu dönüşümün fotoğraf sanatına olan etkilerini incelemektedir. Işık-gölge kullanımı, derinlik, hacim, perspektif ve oran gibi görsel unsurlar açısından karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılarak, resim sanatının fotoğraf sanatı üzerindeki estetik ve teknik mirası ele alınmıştır. Böylece, Rönesans’tan Barok’a uzanan sanatsal dönüşüm sürecinin, fotoğraf sanatının gelişimindeki rolü ortaya konulmakta ve bu sanatların birbirleriyle olan ilişkisi disiplinlerarası bir perspektifle incelenmektedir.
The Renaissance, which began in Italy in the late 14th century, initiated a profound intellectual, artistic, and scientific transformation across Europe, establishing a human-centered worldview and an analytical approach to nature as fundamental principles of art. One of the leading artists of this period, Botticelli, reflected the classical aesthetic with idealized forms, linear composition, perspective, and figurative expression, thus laying a foundational framework for the future of visual arts. By the 17th century, Baroque art emerged as a reaction against the balanced and ordered structure of the Renaissance, bringing forward a new visual language that emphasized dramatic expression, intense chiaroscuro (light-shadow), movement, and emotional depth. Caravaggio, with his directed use of light and dramatic storytelling, defined the core aesthetic principles of Baroque, while Rembrandt revolutionized portraiture with his mastery of light-shadow interplay and psychological depth. This paper examines the evolution of painting, from Botticelli’s classical approach to the innovative techniques of Caravaggio and Rembrandt, and explores the impact of this transformation on photography. A comparative evaluation of visual elements such as light-shadow use, depth, volume, perspective, and proportion provides an interdisciplinary perspective on the aesthetic and technical legacy of painting in photography, illustrating the role of the artistic shift from the Renaissance to the Baroque period in shaping the development of photographic art.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Photography |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | April 13, 2025 |
Publication Date | May 1, 2025 |
Submission Date | February 6, 2025 |
Acceptance Date | March 16, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 5 Issue: 2 |
Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International license (CC BY-NC-ND 4.0)