Europe has
long been experiencing a North African migration on a routine basis via Italy
and Spain. The target country of these immigrants is mostly France which had
got colonial relations with Africa. Despite continued North African
immigration, there has been a significant change in the refugee profile that
have been coming to Europe from periphery countries over the past decade. One of the reasons of this change is the
migrants coming from Afghanistan and Iraq since 9/11 and Syria since 2014 due
to civil wars. These immigrants, who have a considerable conservative Muslim
mass, have different profile from the controlled migrant workers and the
economically motivated refugee that Europe has been accustomed to for many
years. The targets of these refugees, whose numbers exceed millions, are not
only the economically large countries of the EU. They can claim asylum in all the EU
countries where they can survive. The existence of these refugees which are
culturally and religiously differing from the North African immigrants and
DAEŞ’s terrorist acts all over lead European society to extreme right ideology
with panic mixed fear against the stranger. The victims of this ideological
tributary fed by the foreign prejudice on the European social base are refugees
seeking asylum, and immigrants belonging to the Turkish Diaspora, which can now
be regarded as the native of Europe. The Turkish Diaspora and refugees coming
from Afghanistan, Iraq and Syria, because of their common Muslim identity are
sometimes excluded from the society which puts them in the same category, as a
result, from time to time, restrictions on the religious, cultural and
political rights of refugees also affect the Turkish Diaspora. In this context,
this study focuses on the identification of the problems that the Turkish
Diaspora and refugees residents in Germany have experienced in recent
political, religious, cultural and social situations and their possible
solutions.
Turkis Diaspora Germany Forced Migration Refugees and Integration
Avrupa’ya uzun zamandır İtalya ve İspanya üzerinden belli periyotlarla ve neredeyse rutin sayılabilecek bir Kuzey Afrikalı göçü yaşanmaktadır. Bu göçmenlerin hedefi genellikle Afrika kıtasıyla geçmişe dayalı kolonyal ilişkileri bulunan Fransa olmaktadır. Kuzey Afrikalı göçünün devam etmesine rağmen son on yıl içerisinde çevre ülkelerden Avrupa’ya gelen mülteci profillerinde önemli bir değişme meydana gelmektedir. Bu değişmenin sebepleri arasında ikisi önem arz etmektedir. Bunlardan ilki 11 Eylül ile ABD öncülüğünde işgal edilen Afganistan ve Irak’tan Avrupa’ya başlayan önemli göç dalgasıdır. İkincisi ise Suriye’de çıkan iç savaş neticesinde -özellikle 2014 yılından itibaren- Suriyelilerin de bu göç dalgasına katılmasıdır. Birleşen bu iki göç dalgası zamanla adeta bir göçmen “seline” dönüşmüştür. Dikkate değer bir muhafazakâr Müslüman kitleye sahip bu göçmenler Avrupa’nın yıllardır alışık olduğu kontrollü işçi göçünden ve ekonomik motivasyonlu mülteci profilinden farklılık göstermektedir. Sayıları milyonları geçen bu mültecilerin hedeflerinde artık sadece AB’nin ekonomik olarak büyük ülkeleri yer almamaktadır. Hayatta kalabilecekleri tüm AB ülkelerine sığınma talep etmektedirler. Kültürel ve dini olarak Avrupalının alıştığı göçmen karakterinden farklılık gösteren bu mültecilerin varlığı ve DAEŞ’in terör eylemlerinde Avrupa’yı hedef almaya başlamasıyla birlikte, Avrupa toplumu yabancı olana karşı panikle karışık bir korkuyla aşırı sağ ideolojiye kaymaktadır. Avrupa toplumsal tabanında bulunan yabancı önyargısından beslenen bu ideolojik kaymanın mağdurları bir yanda sığınma talep eden mülteciler, bir yandan da artık Avrupa’nın yerlisi sayılabilecek Türk Diasporasına mensup göçmenler olmaktadır. Ortak Müslüman kimliğine sahip Türkler ile mülteciler zaman zaman aynı kefeye konarak toplumdan birlikte dışlanmakta, zaman zaman da mültecilerin dini, kültürel ve siyasi haklarına getirilen kısıtlamalar Türk Diasporasına mensup insanları da etkilemektedir. Bu bağlamda bu çalışma Almanya’da yerleşik bulunan Türk Diasporasına mensup insanların ve mültecilerin özellikle son dönemde siyasi, dini, kültürel ve sosyal alanda yaşadıkları sorunların tespitine ve bunların olası çözümlerine odaklanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 3 |
Uluslararası Politik Araştırmalar Dergisi ücretsiz bir dergidir. Makalelerin başvuru ve yayınlanma sürecinde yazarlardan hiçbir ücret talep edilmemektedir.
Dergi internet üzerinden yayınlanmakta olan bir dergidir.
Uluslararası Politik Araştırmalar Dergisi aşağıdaki indeksler tarafından taranmaktadır;
ASOS, Academia Social Science Index
DOAJ, Directory of Open Access Journals
Index Copernicus
ResearchBib
Citefactor