İcra ve İflas Kanunu’nun 285. maddesi uyarınca, vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya bu yönde bir tehlike olan herhangi bir borçlu, vade verilmek ve/veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilecektir. Bu yönde bir taleple karşılaşan mahkeme, borçluya geçici mühlet verecek ve borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli bütün tedbirleri alabilecektir (İİK m 287). Kanun koyucu mahkemelerce alınabilecek tedbirleri saymamışsa da, uygulamada sıklıkla talep edilenlerden biri, konkordato borçlusunun bankadaki mevduatı üzerinde mevcut blokelerin kaldırılması yönündeki tedbirlerdir. Bu tür bir tedbir talebinin mahkemece kabul edilmesinin konkordato borçlusu açısından olumlu sonuçları olduğu tartışmasızdır. Zira halihazırda borçlarını ödemekte güçlük çeken bir kişinin, bankadaki mevduatını kullanması engellendiğinde bu ekonomik güçlüğü geride bırakmasının pek kolay olmayacağı aşikardır. Öte yandan bu yönde bir tedbirden etkilenecek tek kişi kuşkusuz konkordato borçlusu değildir. Borçlunun hesabındaki mevduat alacağını bloke eden bankaların amacı, çoğunlukla, üzerinde rehin hakkına sahip oldukları bu alacağın sona ermesine engel olmak ve sonuç itibariyle, konkordato borçlusunun üstlendiği edimi yerine getiremezse, bu mevduat sayesinde alacaklarını karşılamaktır. Buradan hareketle mevcut blokenin kaldırılmasının, rehinli alacaklı banka açısından ne derece büyük bir tehlike arz ettiği kolaylıkla anlaşılabilir. Mahkemelerin İİK m 287 uyarınca sahip olduğu yetkiye dayanarak bu yönde tedbirler verip veremeyeceği konusunda henüz bir görüş birliği oluşmuş değildir. Bu kapsamda uyuşmazlıklarla karşılaşan Bölge Adliye Mahkemeleri’nin çelişen kararları da bu durumu gözler önüne sermektedir. Bu çalışma ile amaçlanan ise mevduatın bloke edilmesine engel olmaya yönelik tedbirler hakkında verilen kararları ve bu kararlarda ortaya konan gerekçeleri inceleyerek, bu tedbirlerin İİK m 287 kapsamında verilmesinin yerindeliğini tartışmaktır.
Mevduat Rehni Muhafaza Tedbiri Müstakbel Alacakların Rehni Müstakbel Alacakların Teminat Altına Alınması Nispi Hükümsüzlük
As per Art.285 of the Debt Enforcement and Bankruptcy Law, any debtor who fails to perform his or her due obligations or who is under such a threat may request concordat to perform his or her obligations by way of postponement and/or reduction; or to avoid a possible bankruptcy situation. The court would then grant a provisional period and be entitled to take the conservatory measures necessary to preserve the debtor’s assets (Art 285 DEBL). Although the lawmaker has abstained from listing possible measures, unblocking a blocked bank account is frequently requested in practise. If accepted, the debtor would clearly benefit from this measure. The debtor, who has already had a hard time performing his/her duties, may not overcome this financial setback without access to his/her account. However, debtors are not the only people affected by such a measure. The bank, which blocks the debtor’s account, usually intends to preserve the receivable credited to that account so that it can enjoy its pledge on that receivable in case the debtor fails to fulfil its obligations. The severity of consequences that the pledgee will have to bear if the blockage is lifted is self-explanatory. Nevertheless, no unanimous opinion has been reached on whether the courts may grant this measure relying on Art.287 DEBL. The contradictory court rulings also prove this. This article aims to discuss whether Art. 287 DEBL could be the legal basis for such measures by focusing on the legal grounds presented in rulings where they are sought.
Receivables Credited to the Bank Account Conservatory Measures Pledge on Future Receivables Collateralization of Future Receivables Relative Invalidity
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 82 Issue: 3 |