Sermaye piyasaları, bankacılık sektöründen sonra İslami finans alanının ikinci sacayağını temsil etmektedir. Bu piyasalarda işlem gören en önemli araç ise hisse senetleridir. Ortaklık ilişkisi doğuran bir kıymetli evrak niteliğindeki hisse senetlerine yatırım yapılmasının meşruiyeti üzerinde şirketlerin niteliği önem arz etmektedir. Tamamen meşru yapıdaki şirketlerin sayıca az olması ana faaliyeti meşru olduğu halde gayrimeşru faaliyetler de yürüten karma şirketlere yatırım yapılmasını gündeme getirmektedir. Söz konusunu zaruret haline bağlı olarak şirketlerin gayrimeşru faaliyet yürütmesine belirli oranda izin verilmektedir. Bu hususta şirketlerin gayrimeşru unsurlarla olan ilişkisinin tespit edilmesi amacıyla şer‘i izleme faaliyetleri yürütülmekte ve bu kapsamda eşik değerler belirlenmektedir. Eşik değer belirleme hususunda söz konusu değerlere yüklenen misyona göre iki farklı yaklaşım ortaya çıkmaktadır; az-çok merkezli yaklaşım, zaruret merkezli yaklaşım. Eşik değerlerin az-çok arası sınırı gösteren değerler olduğunu kabul eden birinci yaklaşım, şer‘i izleme kapsamındaki tüm analiz kalemleri için eşik değer belirlerken bu amaca hizmet edecek delilleri kullanmaktadır. Zaruret merkezli yaklaşım ise piyasa verilerinden hareketle şirketlerin karşılaştığı zaruret miktarını tespit etmeye odaklanmaktadır. Her iki yöntem de takip ettikleri eşik değer belirleme süreçlerinde metodolojik hatalar barındırmaktadır. Bu çalışma, her iki yöntemin de problem teşkil eden yönlerini ortaya koymayı ve alternatif olarak sektörel zaruret merkezli yöntemi teklif etmeyi hedeflemektedir.
Capital markets represent the second main application area of Islamic finance after the banking sector. The most important instrument traded in these markets is stocks. The character of companies is important on the legitimacy (shariah compliance) of investing in stocks. The fact that the companies with a completely Shariah compliant structure are few in number brings about investing in mixed companies that carry out Shariah non-compliant activities even though their main activity is legitimate. Depending on this necessity, companies are allowed to carry out financial activities that do not comply with Shariah principles to a certain extent. In this context, thresholds are used within the scope of Shariah screening to determine the level of non-compliant elements to Shariah in the company. There are two different approaches to determining thresholds; the minority-majority-centered approach and the necessity-centered approach. The first approach uses Shar'i evidence showing the less or more borderline when setting thresholds for all analysis of Shariah screening. The necessity-centered approach, on the other hand, focuses on determining the amount of necessity based on market data. Both methods contain methodological problems in the threshold determination processes. This study aims to reveal the problems of both methods and to propose the sectoral necessity-centered method as an alternative.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 29, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 8 Issue: 2 |
All articles published on IJISEF are licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International License. This license grants you the right to reproduce, share and disseminate data mining applications, search engines, websites, blogs, and all other platforms, provided that all published articles, data sets, graphics and attachments are cited. Open access is an approach that facilitates interdisciplinary communication and encourages different disciplines to work with each other.