Despite the prominence of the metacognition construct for enhancing the interpretation competence, little research has addressed its functionality in the interpreting specificity. Therefore, this study was conducted with 82 students, majoring at the Translation and Interpretation Department, in order to deeply portray their self-perceived metacognitive ability in this domain. Depending on the data obtained quantitatively, descriptive statistics and percentages were calculated and the results displayed that participants had a high level of the metacognition competency with an average score of 3.67. Also, the findings showed that each of the four different components of the metacognition construct had the mean ratio, corresponding to the high interval. In the individual-item analysis, 17 items of the whole scale obtained relatively high average scores, indicating students’ strong metacognitive orientation in the respective field. However, it was found that three items in the scale, based on the affective dimension of the metacognitive profile, obtained slightly lower mean values than the rest of the items in the inventory. This result indicates that some students need guidance on how to relieve negative feelings including stress, anxiety or inability to cope with difficulties they perceive regarding interpreting practices. In conclusion, the findings revealed in this study can help teachers specify learners’ strengths and limitations in the metacognitive competence within interpretation in order to better design learning environments.
Affective dimension cognition interpretation meta-cognition self-assessment
Sözlü çeviri yeterliğini arttırmada üst-biliş yapısının önemine rağmen, bu değişkenin bu alan özelinde işlevselliğini oldukça az araştırma ele almıştır. Bu sebeple, bu çalışma Mütercim ve Tercümanlık Bölümü'nde öğrenim gören toplam 82 öğrenciyle, bu alanda algılanan üst-biliş yeteneğini derinlemesine betimlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Nicel olarak elde edilen verilere dayanarak, betimleyici istatistikler ve yüzde değerleri hesaplanmıştır ve sonuçlar, katılımcıların 3.67 ortalama oran ile yüksek düzeyde üst-biliş yeterliğine sahip olduklarını ortaya koymuştur. Ayrıca bulgular, üst-biliş yapısının dört farklı bileşeninden her birinin, yüksek aralığa denk gelen bir ortalama oranına sahip olduğunu göstermiştir. Tekli madde analizinde, tüm ölçekten 17 madde, oldukça yüksek ortalama değerler elde etmiştir; bu da ilgili alanda öğrencilerin güçlü bir üst-bilişsel yöneliminin olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, üst-bilişsel profilin duygusal boyutuna dayanan üç maddenin ölçekteki diğer maddelere göre nispeten daha düşük ortalama değerler elde ettiği bulunmuştur. Bu sonuç ise, bazı öğrencilerin sözlü çeviri uygulamalarına yönelik algıladıkları stres, kaygı veya zorluklarla baş edememe gibi olumsuz duyguları nasıl giderecekleri konusunda rehberliğe ihtiyaç duyduklarını işaret etmektedir. Sonuç olarak, bu çalışma ile ortaya çıkan bulgular, öğrenme ortamlarını daha iyi tasarlamak amacıyla, sözlü çeviri kapsamında, öğrencilerin üst-bilişsel yeterliklerindeki güçlü yönlerini ve sınırlılıklarını belirleme konusunda öğretmenlere yardım edebilir.
Duygusal boyut bilişsellik sözlü çeviri üst-biliş öz-değerlendirme
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Çeviribilim |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 12 Sayı: 1 |