Bu makale, 20. yüzyıl hermenötiğine yön veren Rudolf Bultmann ve Hans-Georg Gadamer’in kesiştikleri noktaları tespit ederek biri teolog diğeri filozof bu iki hermenötikçinin mekânsal ve metinsel etkileşimlerine değinmeyi ve hermenötik anlayışlarındaki temel anlaşmazlıklarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Marburg’da geçirdikleri yıllarda hem klasik metinleri birlikte okuma ve yorumlama faaliyetine girişmiş hem de dönemin zirve ismi Martin Heidegger’in felsefesini kendisinden bizzat sahiplenmiş olan Bultmann ve Gadamer, hermenötiğin 20. yüzyılda teoloji, felsefe, tarih ve edebiyat gibi farklı kanallardan disiplinler üstü bir alana dönüşmesini sağlamışlardır. Bu iki düşünür, tüm farklılıklarına ve anlaşmazlıklara rağmen, Heidegger’in varoluşçu felsefesi ve nesnelleştirici düşünce eleştirisini —kutsal olsun ya da olmasın— klasik ve saygın metinlerin alımlanmasına ve çağdaş okurun bu eserleri nasıl temellük ettiğine yönelik hermenötik usullerin tespitine dönüştürmüştür. Böylelikle tarihsel metinler şimdi ve burada bulunan okur için yeniden canlanacak, aralarında sahici bir diyalog oluşacaktır. Sonuç olarak, teolog Bultmann ve filozof Gadamer’in çalışmalarıyla hermenötiğin alameti farikası iyiden iyiye klasik ve saygın metinlerin nasıl daha etkin okunacağına yönelik bir usul teklif etmek olmuştur. Bu makalenin amacı da bu teklif var eden Bultmann ve Gadamer’in bir ömürlük muhabbetinin izlerini sürmek ve ilahiyattan felsefeye, tarihten edebi teoriye kadar geniş bir akademik sahaya yayılan çakışma ve çatışma dinamiklerini göstermektir.
This article aims (1) to explore the intersections of Rudolf Bultmann and Hans-Georg Gadamer—one theologian and the other philosopher, the leading two figures of 20th-century hermeneutics—(2) to address the platial and textual interactions of these two thinkers, and finally (3) to scrutinize their main disagreements in their understanding of hermeneutics. Bultmann and Gadamer, during the years they spent together in Marburg, both engaged in the hermeneutical activities of reading and interpreting classical texts and aimed to transform hermeneutics into a supradisciplinary field through different channels such as theology, philosophy, history, and literature in the 20th century. Despite all their differences and disagreements, these two thinkers have transformed Martin Heidegger’s existential philosophy and his critique of objectifying thinking into hermeneutic procedures for the reception of classical and eminent texts—sacred or not—and
for the methods of how the contemporary reader appropriates them, i.e., making them their own. Thus, historical texts will be revived for the reader here and now, and a genuine dialogue will occur between them. As a result, with the works of the theologian Bultmann and the philosopher Gadamer, the hallmark of hermeneutics has been to propose a manner for how to read classical and eminent texts more effectively. The purpose of this article is to trace the lifelong conversation of Bultmann and Gadamer, who created this proposal, and to show the dynamics of overlap and conflict that expand a wide academic field, from theology to philosophy, history to literary theory.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy of Religion |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | July 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 60 |
Journal of Ilahiyat Researches is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.