Fosil yakıt kullanımıyla artan sera gazı salımları küresel iklim değişikliğine yol açan önemli bir faktördür. Bu değişikliğin etkisi eşit dağılmamakta, özellikle bundan en az sorumlu olan dezavantajlı ülkeleri etkilediği görülmektedir ki bu da iklim adaletinin doğmasına yol açmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada, iklim adaletinin ne olduğu, neden ortaya çıktığı ve iklim değişikliğinin yaşanmasında güçlü devletlerin adil olarak sorumluluklarını yerine getirip getirmediği tartışılmaktadır. Felsefi olarak konuya yaklaşıldığında, özellikle Immanuel Kant ve John Rawls’un etik temelli adalet teorilerinin iklim adaletine etkisi incelenmiştir. Dağıtıcı adalet bağlantısıyla iklim değişikliği sorunu birçok felsefi soruyu beraberinde getirmekte, etik anlamda sorumluluk ve yükümlülüklere bizi bağlamaktadır. Değişikliğin yaşanmasında sorumluluğa sahip gelişmiş ülkeler sadece vaatlerle teorik tartışmalar üretmekte ama ödev ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek pratikte bir çözüm sunmamaktadırlar. İklim değişikliğine karşı varolan imkânların sürdürülebilirliği konusunda sahip olunan tarihsel sorumluluklar, özellikle nesiller arası etik sorunlarına işaret etmektedir. İklim değişikliğinin etik yönü; tarihsel sorumluluklar, varolan imkânlar, sürdürülebilirlik ve adalet temellerinde ilerlemektedir.
Increasing greenhouse gas emissions with the use of fossil fuels is an important factor leading to global climate change. The impact of this change is not evenly distributed, it seems that it especially affects the disadvantaged countries that are least responsible for it, which has led to the emergence of climate justice. Therefore, in this study, it is discussed what climate justice is, why it arises, and whether powerful states fulfill their responsibilities fairly in experiencing climate change impact. When approaching the subject philosophically, the effect of Immanuel Kant and John Rawls's ethical-based justice theories on climate justice have been examined. With its distributive justice connection, the problem of climate change raises many philosophical questions and binds us to ethical responsibilities and obligations. Developed countries, which are responsible for the change, only produce theoretical discussions with promises, but do not fulfill their duties and responsibilities and do not offer a solution in practice. Historical responsibilities regarding the sustainability of existing opportunities against climate change point to intergenerational ethical problems in particular. Ethical aspects of climate change; it progresses on the basis of historical responsibilities, existing opportunities, sustainability and justice.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 9 Issue: 33 |