Karachay-Balkars Turks, who live in two different autonomous repuclics, east and West of Mouns Elbrus in the Caucasus, but whose language, religion, customs, beliefs and history are the same, have an important tradition of epic storytelling tradition. Every representation, good or bad, in the epics performed is tied to a meaning in the collective memory of the people. The magician type, which is the common “evil” type of the epics of the Turkic world, is the representative of evil and social fears in Karachay-Balkar epics. The magician usually appears as a woman in epics narratives and functions as an obstacle to be overcome in the hero’s journey. The magician, originally known as “healer”, has become demonic in time and has become a representation of force that society fears. This magician as a symbol of social fears is also connected with Jung’s “Shadow” archetype. Magician type embodies the suppressed dark feelings and thoughts of society. In the epic narratives, it serves as a threshold in the step that the hero will take the maturity. The dual role attributed to women bu the patriarchal order (tol live and to kill) coincides with both the healing and the killing forces of the magician type. The depiction of magicians as old, despised and ugly in the epics, while embodying the “negative, bad” perception of the society, also shows how the identity of women is demonised over time.
In this article, the gender representations of the magician type in different versions of Karachay-Balkar epics, especially Kanşavbiy ile Goşayah Biyçe, it’s place in social memory and it’s function in epics narratives are analysed in a versatile way. At this point, the transformation process of the magician type into a demonic figüre by moving away from the healer-pyhsician identity is discussed and the connection of this transformation with social fears and patriarchal values is also discussed.
Kafkasya’da yer alan Elbruz Dağı’nın doğusunda ve batısında olmak üzere iki ayrı özerk cumhuriyetlerde yaşayan ancak dilleri, dinleri, töreleri, inançları ve tarihleri aynı olan Karaçay-Malkar Türkleri, önemli bir destan söyleme geleneğine sahiptirler. İcra edilen destanlarda yer alan iyi veya kötü her temsil; halkın kolektif belleğinde bir anlama bağlıdır. Türk dünyası destanlarının ortak “kötü” tipi olan büyücü tipi, Karaçay-Malkar destanlarında da kötülüğün ve toplumsal korkuların temsilcisi konumundadır. Büyücü, destan metinlerinde genellikle kadın olarak yer almakta ve kahramanın yolculuğunda geçilmesi gerekilen bir engel işlevi görmektedir. Kökeni “şifacı” olarak anılan büyücü zamanla demonikleşerek toplumun korktuğu bir güç temsili hâline gelmiştir. Toplumsal korkuların bir simgesi olarak büyücü, Jung’un “Gölge” arketipi kavramıyla da ilişkilendirilebilmektedir. Büyücü tipi, toplumun bastırılan karanlık duygularını ve düşüncelerini somutlaştırmaktadır. Destan metinlerinde kahramanın erginliğe atacağı adımda bir eşik görevi görmektedir. Ataerkil düzenin kadınlara atfettiği ikili rol (yaşatma ve öldürme), büyücü tipinin hem iyileştirici hem de öldürücü güçleriyle de örtüşmektedir. Destanlarda büyücülerin yaşlı, hor görülen ve çirkin olarak tasviri, toplumun “olumsuz, kötü” algısını somutlaştırırken, kadının kimliğinin zamanla nasıl demonikleştiğini de göstermektedir.
Bu makalede, Karaçay-Malkar destanlarından özellikle Kanşavbiy ile Goşayah Biyçe isimli destanının farklı versiyonlarında bulunan büyücü tipinin cinsiyet temsilleri, toplumsal bellekteki yeri ve destan metinlerindeki işlevi çok yönlü bir şekilde incelenmiştir. Bu noktada büyücü tipinin şifacı-hekim kimliğinden uzaklaşarak demonik bir figüre dönüşüm süreci ele alınırken, bu dönüşümün toplumsal korkular ve ataerkil değerlerle olan bağlantısı da tartışılmıştır.
Bu makale Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programında hazırlanan "Karaçay-Malkar Halk Anlatılarında Olumsuz Tipler" başlıklı tezin verilerden hareketle üretilmiştir.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Turkish Folk Literature |
| Journal Section | Articles |
| Authors | |
| Early Pub Date | June 23, 2025 |
| Publication Date | June 24, 2025 |
| Submission Date | May 13, 2025 |
| Acceptance Date | June 14, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 4 Issue: 1 |