Bu makalede İbn Rüşd’ün felsefeye yönelik savunusuyla bağlantısı çerçevesinde filozofların toplum ve devlet yönetimindeki yerini sorgulamak amaçlanmıştır. Felsefe tarihinde ilk kez Platon’un toplumu yönetme yetkisini filozoflara yüklemesiyle ortaya çıkan bu sorun, İslâm düşüncesinde felsefe–din ilişkisi problemiyle birlikte alınmış ve Fârâbî’den İbn Rüşd’e kadar geniş bir tartışma alanı oluşturmuştur. Bu konuda İbn Rüşd, felsefenin seçkin bir azınlığa hitap ettiğini ileri sürerek ona fıkhın sınırları içinde bir yer vermeye çalışmıştır. Sonuç olarak, İbn Rüşd’e göre toplum yönetimi ile ilgili sorunlar fıkhın sınırları içindedir. Bununla birlikte felsefe de bu sınırların dışında değildir. Bilakis onun siyasal işlevi kelâmın olumsuz etkileri karşısında her türlü ideolojik söylemin önüne geçerek nesnel bir zemin oluşturmaktır
İbn Rüşd seçkincilik siyaset felsefesi felsefe burhan şeriat.
e aim in this article is to investigate the place of philosophers in societal and state administration in the context of Ibn Rushd’s defense of philosophy. is question, which first appeared in the history of philosophy with Plato’s placing the authority to direct society on philosophers, was taken up in Islamic philosophy alongside the problem of philosophy and religion, forming a wide area of discussion, ranging from Farabi to Ibn Rushd. In this matter, Ibn Rushd propounded that philosophy addressed an elite minority, and he tried to place it within the limits of fiqh. As a result, according to Ibn Rushd, problems concerned with the government of society fell within the limits of fiqh. In addition, philosophy also fell within these limits. e political function of philosophy in opposition to the negative effects of kalām goes beyond any ideological statement, thus establishing an objective foundation
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Issue: 29 |