Kelâm tarihçileri, Eş‘arî kelâmının Gazzâlî öncesi dönemine mütekaddimîn ve Gazzâlî sonrası dönemine de müteahhirîn adını verirler. İlk kez İbn Haldûn tarafından yapılan ve çağdaş kelâm tarihi çalışmalarının da genel çerçevesini oluşturan bu ayrıma göre Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî, hicrî ilk üç yüzyılda öne sürülen kelâmî görüşler içinde orta bir yol bularak teşbihi reddetmiş; tenzihi, selefin tenzih anlayışıyla sınırlamış, manevî sıfatları kabul etmiş, manevî ve nefsî sıfatları aklî ve naklî delillere dayanarak ispat etmiştir. Eş‘arî’nin talebeleri onun bu yolunu takip etmişler, daha sonra Bâkıllânî bu yolu yeniden gözden geçirerek delillerin ve kıyasların dayandığı aklî öncüller ile bu öncüllere dayanarak ispatlanan akîdeleri ayrıştırmıştır. Ancak Bâkıllânî, dinî akidelerle ilgili inanç zorunluluğunu bu akideleri ispatta kullanılan aklî öncüllere de taşıyarak delil ile medlûl arasında zorunlu bir ilişki kurmuş ve “delilin çürütülmesinin medlûlün de çürütülmesi anlamına geleceğini” iddia etmiştir.
Historians of kalam, working from the determinations connected with Ibn Khaldun’s theology, take as their basis the beginning of the use of logic in kalam and the rejection of in‘ikås al-adilla, thus dividing the Ash‘ari kalam into the mutaqaddimun period, which came before al-Ghazzali, and later the mutaakhkhirun period. However, in what way the use of logic in kalam affected the methods of kalam and why it changed does not tell us whether or not it was employed by the Ash’aris. For this reason, the process of change that began with al-Ghazzali cannot be traced back. In fact, the fundamental change in the Ash‘ari kalam does not consist of what Ibn Khaldun and some contemporary historians of kalam claim, but rather begans with al-Juwaini’s rejection of the theory of istidlål bi alshåhid ‘alå al-ghåib. These critiques aim to eliminate the contradiction between the acceptance of the principle of creation ex nihilo and that of the principle of causality in meaning at the one and same time, as well as adopting a methodology suitable to the latter. This article will examine the justification and conclusion of these criticisms and will suggest that the process of change came about not due to external factors, but rather as the result of internal questioning by mutakallimun.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Issue: 19 |