ÖZ
Siyer, bütün yönleri ile Hz. Peygamber’in
hayatını ele almayı hedefleyen bir ilim dalıdır. Hz. Peygamber’in Müslümanların
nezdinde ki mümtaz konumu nedeniyle ilk andan itibaren büyük rağbet görmüştür.
Sadece Araplar değil, tüm Müslüman milletler bu alana ilgi duymuş ve katkıda
bulunmuşlardır. Türkler de siyer ilmine büyük önem vermişlerdir. Türk İslam
devletleri içerisinde en önemlilerinden birisi olan Osmanlı Devletinde de siyer
alanı oldukça revaçta olmuştur. Bu alanla ilgili birçok eser kaleme alınmıştır.
Ancak bu çalışmaların büyük çoğunluğu, dil olarak Arapça ve Farsça, tür
açısından da özgün çalışmalardan ziyade tercüme ve şerh niteliğindedir. 15, 16.
y.y.lardan sonra ise Türkçe eserler verilmeye başlanmış ancak muhteviyat ile
ilgili tutumda bir değişiklik olmamıştır. Tanzimat ve I. Meşrutiyet döneminde
ise bu dönemin genel özelliğine uygun olarak eleştirel bir yaklaşım ve özgün
eserler verilmeye başlanmıştır.
Manastırlı Mehmet Rıfat da Tanzimat ve I.
Meşrutiyet döneminin tesirinde yetişmiş bir şahıstır. Siyer alanı ile ilgili “Tuhfetü’l-İslam” adlı
eserinde kısmen bu özellikleri görmek mümkün olmaktadır.
Siyer is a science that aims
to take the life of Hz.
Prophet’s with all its aspects. It has been in great demand from the first moment due to Hz. Prophet’s distinguished
position in front of Muslims. Not only the Arabs, but all the Muslim nations were
interested in this area and contributed. The Turks have given great importance to
the Science of Siyer. In Turkish-Islamic States in the Ottoman state, which was one
of the most important area siyer has become very popular. Many works has been
written about this area. However, the vast majority of these studies, as a language,
Arabic and Persian, translation and commentary in terms of genre rather than as
the original work is intended. After 15th and 16th centuries, Turkish works started to
be given but there has been no change in attitude towards content. In the period of
Tanzimat and I. Constitutional Period, a critical approach and original works
started to be given in accordance with the general characteristic of this
period.
Mehmet Rifat from Manastir is
also a person who has grown up under the influence of the Tanzimat and the
First Mesrutiyet. Related
to the field of siyer “Tuhfetü’l-Islam” in his work, partially it is possible
to see these features.
Journal Section | Research Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 29, 2017 |
Submission Date | July 19, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 30 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).