Hawaa signifies the creational desirous/makeshift appetites of the self. In eighteen verses of Quran, this concept is mentioned as 'hawaa / ahwaa'. It is possible to claim that Hawaa is the sum of all oppositions against human life regulations that are based on religion. Hawaa and its followers are disparaged in Quran. Verses on this aforementioned Dr. Samsun İl Milli Eğitim Müdürü, yakuphan55@yahoo.com subject mention about how Jews, Christians, polytheists, pagans, disbelievers in different groups of the population about the impropriety of bringing about comprehensions of religion that are based on human ideology. If human follows his desirous tendencies, wishes and ideas appropriate to his tendencies counteract science, conscience, belief and right. In this case, the human soul becomes the slave of his passion and as Quran puts it, human 'deitifies Hawaa'. According to Quran earthly life is possible in an order based on either revelations or hawaa, but no other. For this reason Quran warns his Highness the Prophet and the worshippers and even all mankind to fight and stand against Hawaa. The true happiness and salvation of human require a life that is based on Quran centered revelation culture.
Hevâ, insanın yaratılışından gelen nefsî/iğreti istekleri ifade eder. Bu kavram Kur’ân’da onsekiz âyette hevâ/ehvâ’ şeklinde isim formunda geçer. Hevâ, insan hayatının düzenlenmesinde, dinin karşısına çıkışların toplamının adıdır, denilebilir. Hevâ ve onu izleyen Kur’ân’da yerilir. Bu konudaki âyetlerde, Yahûdiler, Hıristiyanlar, müşrikler, putperestler, âhireti inkâr eden topluluklar gibi değişik zümrelerin, beşerî arzularına kapılmalarından, bu bağlamda beşerî görüşlere dayanan anlayışların din hâline getirilmesinden ve bunun yanlışlığından bahsedilir. İnsan, olumsuz nefsî eğilimleri izlerse, bunlara uygun istekler ve düşünceler aklın, ilmin, vicdanın, imanın ve hakkın önüne geçer. Bu durumda insan nefsî arzularının kölesi durumuna düşer ve Kur’ân ifadesiyle “hevâsını ilâh edinmiş” olur. Kur’ân’a göre, dünya hayatı için ya vahye dayalı bir düzen ya da hevâya dayalı bir düzen söz konusu olabilir, ama üçüncüsü olamaz. Bu nedenle Kur’ân’da Hz. Peygamber, onun şahsında müminler, hatta bütün insanlar hevâya karşı uyarılır ve hevayla mücâdele etmeleri istenir. İnsanın gerçek kurtuluşu ve mutluluğu, Kur’ân odaklı vahiy kültürünü hakkıyla yaşamakla mümkün olur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 2 Issue: 1 |