In the 1820s, the American Board began with the sending of the
first medical missionaries to the Ottoman land for medical practice. Further,
the first medical missionaries were itinerant doctors. Although an itinerant
practice system was still being set up at that time, the American Board was
continuing with its work by setting up dispensaries for temporary interventions
and prescribing medications to patients from other regions as well. Medical
missionaries were trained to handle both medicinal and religious matters. In
the 1880s, the American Board was institutionalized through the establishment
of hospitals, medical schools, nursing schools, and pharmacies in provinces
such as, Antep, Mardin, Talas, Merzifon, Van, Erzurum, Sivas, Adana, Konya,
Diyarbakır, and İstanbul. Besides the medical practices, the first School of
Medicine in Anatolia was opened in Antep by missionaries. Moreover, the
missionaries also tried to reach the nearby regions of the centers where the
hospitals were situated via mobile healthcare missionary practices. Even
though there was a reaction against the religious and educational institutions in
the Ottoman society, the insufficiencies in the state in terms of healthcare, and
all people being able to benefit from health institutions, enabled missionaries to
work in a more convenient way in this field. In “the medical missionary,” with
the opportunities offered by their occupations, the healthcare organizations’
missionaries, such as hospitals and dispensaries, spread the message of
Christianity to the wider population by building close relationships with people.
Amerikan Board, 1820 yılında ilk misyonerlerini Osmanlı topraklarına
gönderdiği tarihten 13 yıl sonra sağlık çalışmaları için tıp misyonerlerini
Osmanlı topraklarına göndermeye başlamıştır. Bu ilk tıbbi misyonerler gezici
hekimlik yapmaktaydılar. Gezici doktorluk sistemi sürekli devam etmekle
birlikte, Amerikan Board öncelikle geçici müdahalelerinin yapıldığı ve
özellikle ayakta tedavi edilen hastalara ilaçların yazıldığı dispanserler kurarak
çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Tıbbi misyonerler hem tıp hem de dini konularda
eğitilmişlerdi. 1880’lerden itibaren Amerikan Board, Antep, Mardin, Talas,
Merzifon, Van, Erzurum, Sivas, Adana, Konya, Diyarbakır ve İstanbul gibi
illerde hastane, tıp okulu, hemşire sınıfı ve eczaneler kurarak kurumsallaşma
yoluna gitmiştir. Hastane çalışmalarının yanı sıra Anadolu’da ilk Tıp Okulu
da Antep’te misyonerlerce açılmıştır. Yine hastanelerin bulunduğu merkezlere
yakın çevrelere gezici sağlık misyonerliğiyle ulaşmaya çalışmışlardır. Osmanlı
toplumunda din ve eğitim kurumlarına karşı zaman zaman tepki duyulmuş ise de
sağlık kurumlarından tüm sınıfların yararlanması ve devletin sağlık alanındaki
yetersizliği misyonerlerin bu alanda daha rahat çalışmasına sebebiyet vermiştir.
“Tıbbi Misyon” olarak adlandırılan bu misyon türünde, misyonerler hastane ve
dispanser gibi sağlık kuruluşlarında mesleklerinin verdiği imkanla insanlarla
yakın ilişki içerisine girerek, daha geniş kesimlere Hristiyanlığı yayma fırsatını
bulmuşlardır.
Journal Section | Makaleler |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 6 Issue: 2 |