The coming into operation of the Appeal Courts in Turkey in June 2016, raised the question of whether the number of procedural levels available to the parties for a claim to set aside an arbitral award must be raised from two (“Court of First Instance”, “Court of Cassation”) to three (“Court of First Instance”, “Court of Appeal”, “Court of Cassation”). In a recent award, the Court of Cassation decided that as regards the decisions rendered by the First Instance Courts upon claims to set aside arbitration awards, a so called “skipping challenge” method shall be followed. According to the Court of Cassation, the decision of the Court of First Instance shall be subject to challenge not at the Court of Appeal but at the Court of Cassation. The award of the Court of Cassation prevents prolonged annulment procedures and conforms with the new trend in many countries to abbreviate setting aside procedures. On the other hand the text of relevant Turkish statues, renders the legitimacy of the award of the Cassation Court questionable.
Setting aside of arbitral awards Challenging awards Court of appeal Court of cassation Abbreviate setting aside procedure
Hakem kararlarının iptali davalarında asliye ticaret mahkemelerince verilen kararlara karşı “istinaf yoluna başvurmadan” doğrudan temyiz yoluna başvurulup başvurulamayacağı sorunun ne şekilde çözümleneceğine ilişkin cevap esas itibarıyla, Milletlerarası Tahkim Kanunu’na (MTK) tâbi iptal davaları bakımından MTK’nın 15. maddesinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) tâbi iptal davaları bakımından ise HMK’nın 439/6. maddesinde yer almaktadır. HMK’nın 361/1. maddesi ise, gerekçesinden de anlaşıldığı üzere temyiz yoluna başvurulabilecek kararların “hakem kararları olmayıp”, hakem kararlarının iptaline ilişkin kararlar” olduğunu ortaya koymaya yönelik bir hükümdür. HMK’nın 361/1. maddesi hakem kararının iptali davasında karar vermiş mahkemenin “ilk derece mahkemesi” mi yoksa “bölge adliye mahkemesi” mi olması gerektiğine ilişkin bir sınırlama öngörmemektedir; zira bu madde HMK’nın 439/6. maddesinden farklı olarak sadece HMK’ya tâbi iptal davaları hakkında değil, MTK’ya tâbi iptal davaları hakkında da uygulama alanı bulmak üzere sevk edilmiştir. Bu nedenle 2017 tarihli kararında Yargıtay’ın, HMK uyarınca iptal davaları bakımından görevli mahkemenin hangisi olduğunu belirlemek için, 361/1. maddesine başvurmuş olması isabetli olmamıştır. Bununla birlikte, Yargıtay kararı sonucu itibarıyla, hakem kararlarını denetleyen mahkemelere, istinaf mahkemesi olarak bir de Bölge Adliye Mahkemeleri’nin eklenip, hakem kararlarının mahkemelerce denetimi sürecinin uzamasına engel olmuştur. İşte ortaya çıkardığı bu sonucu itibarıyla Yargıtay’ın kararı isabetli olmuştur. Bununla birlikte bir kanun değişikliğine ihtiyaç olduğu açıktır; Adalet Bakanlığı’nca hazırlanmış Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Milletlerarası Tahkim Kanunu değişikliği Tasarısı, bu ihtiyacı karşılamaktadır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | December 15, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 37 Issue: 2 |