1936'da ilk iş yasamızda yer alan, 1951'den itibaren de uygulanan yasal asgari ücret, Türk endüstri ilişkilerinin her zaman için önemli ve sorunlu bir alanı olmuştur.İşverenler asgari ücretin çok yüksek olduğu, işgücü maliyetlerini artırdığı ve rekabet güçlerini düşürdüğü yolunda sık sık eleştirilerde bulunmaktadır. Bunun tam tersine işçi temsilcileri ise asgari ücretin, yoksullukla ve az gelirlilerin diğer sosyal sorunlarıyla asla mücadele edemeyecek düzeyde ve aşırı düşük olduğu yönündeki düşüncelerini ispatlayacak istatistiksel kanıtlar sunmaktadır.Yüksek işsizlik oranı, kayıt dışı ekonominin gittikçe büyümesi ve asgari ücretin vergilendirilmesinden dolayı asgari ücret yüksek sayıdaki az gelirli nüfus için çözüm olmaktan oldukça uzaktır.Asgari ücretten alınan verginin kısmen düşürülmesi veya farklı bölgeler için farklı asgari ücret seviyesi belirlenmesi gibi teknik öneriler bu toplumsal sorunu çözmede başarılı çözüm yolları olamaz. Yasal asgari ücret sorunuyla ilgili uzun süredir devam eden tartışmaları çözmek için, yöneticilerin ilk olarak asgari ücretle çok ilgili gözükmeyen ama sorunun esas belirleyicileri olan yüksek işsizlik oranları ve kayıt dışı ekonominin giderek büyümesi gibi Türk ekonomisinin diğer temel sorunlarına odaklanmaları gerekmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 27, 2011 |
Submission Date | January 27, 2011 |
Published in Issue | Year 2007 Issue: 53 |