Arthur, whose true existence has never been finally verified, is thought to have lived in the 5th or 6th centuries, probably as a war leader or a Celtic clan chief. Sir Thomas Malory is the 15th century writer who made the legend of King Arthur most well known with his prose Le Morte Darthur. The national poet of the Victorian Era, Lord Alfred Tennyson, also increased its popularity. In 19th century England The Lady of Shalott was one of the favourite subjects of this legend. This subject , in which the Pre-Raphaelites group was especially interested, has become one of the most important examples of studying the views of women in the Victorian Era’s tendency to keep sexuality as a taboo subject. The Lady of Shalott is a proper Victorian woman until she looks out of the window. Not being content with the reflection that she sees in the window makes her rebellious. This study evaluates how this imagery was placed in the context of women’s perception in the Victorian and Edwardian Eras. It also examines the creation of the self-confident woman , explains the descriptive uniqueness of this subject particularly as discussed by the Pre-Raphaelites, and in terms of art history it discusses lexical extent.
Gerçekten yaşadığına dair kesin bir delil olmayan ve genelde 5 ya da 6. yüzyıla tarihlendirilen Kral Arthur, muhtemelen bir savaş lideri ya da Kelt soylu bir klan şefiydi. Birçok ülkenin sözlü ve yazılı edebiyatından beslenerek gelişen Kral Arthur Efsanesi’ni bugün en çok bilinen hale getiren Arthur’un Ölümü adlı nesriyle 15. yüzyılda yaşamış olan Sir Thomas Malory’dir. Victoria Dönemi ulusal şairi Lord Alfred Tennyson ise şiirleriyle efsanenin 19. yüzyılda popülerliğini arttırmıştır. Kral Arthur Efsanesi öykülerinden biri olan Shalott Lady’si öyküsü, Victoria Dönemi olarak da bilinen 19. yüzyıl İngiltere’sinde en çok tercih edilen konuların başında gelir. Pre-Raphaelite’ler grubunun özellikle ilgilendiği bir konu olan Shalott Lady’si; cinselliği tabulaştıran Victoria Dönemi toplumsal hiyerarşisinde kadının yerini irdelemek açısından önemli örneklerden biri olmuştur. Lady, kendisine doğrudan bakmanın yasak olduğu dış dünyaya adım atana dek pasif rolleriyle desteklenen Victoria dönemi ideal kadın tipine uygun biridir. Ancak, yansımalarla yetinmeyip sınırlarını zorlaması onu isyankar yapmıştır. Bu çalışmada öne çıkan Shalott Lady’si betimlerinin dönemin kadın algısı bağlamında nasıl konumlandırıldığı, Victoria Dönemi sonrasında başlayıp dokuz yıl süren Edward Dönemi’nde kadın hakları mücadeleleri sonucu kendine güvenen kadın tipinin oluşması, özellikle Pre-Raphaelite sanatçılarınca ele alınan bu konunun sanat tarihsel açıdan betimsel farklılıkları ve anlamsal boyutları konuları üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 29 |