Bu makalede en kıymetli at ırkları arasında görülen Arap atının kökenine değinilerek tarihsel süreç içerisinde insanoğlu tarafından ne amaçlarla kullanıldığı, nerelerde görüldüğü, nasıl yetiştirildiği ve devletler arası ilişkilerde hediye edilecek kadar nasıl değer kazandığından bahsedilmektedir. Arap atı olarak anılan at ırkı, Necd Bölgesi’nde yetiştirilen atları kapsamaktadır. Burada yetiştirilip, üretimi yapılan Arap atlarının bakımı ayrı bir özen gerektirmektedir. Belli bir yaşa kadar beslenmesi ve eğitimi için evvelden beri kabul edilmiş birtakım kurallar uygulanır. Daha sonra özenle seçilmiş bu atlar ya soyluların hizmetine verilir ya da gösteri amaçlı kullanılır. Osmanlı Sarayı başta olmak üzere, diğer devlet yöneticileri tarafından da rağbet gören Arap atlarının, yetiştirildiği bölge dışına ticari amaçla satılmasına yasak getirilmiştir. Arap atları ancak padişah tarafından hediye edilmek suretiyle diğer ülkelerin saraylarında kendine yer bulabilmiştir. Osmanlı padişahları her daim saray ahırlarında yetiştirilen Arap atlarına ayrı bir ilgi ve ihtimam göstermiştir. Istabl-ı Âmire olarak adlandırılan saray ahırlarında yetiştirilen atlar, dönem içerisindeki ilişkilerin durumuna göre Avrupa devletlerine hediye olarak tercih edilmiştir. Bu çerçevede Osmanlı Devleti tarafından hediye edilen atların Avusturya, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Japonya, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve İran saraylarına ulaştığı bilinmektedir. Görünüşüyle dikkat çeken Arap atları yalnızca hediye olarak kullanılmamış, ayrıca Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde ve Amerika’da yapılan sergilerde de ilgi odağı olmuşlardır. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren popüler olmaya başlayan at yarışlarında da yine Arap atları dikkat çekmeye başlamıştır. Böylece şöhreti gittikçe artan Arap atları için Osmanlı yönetimi harekete geçer ve üretilip, yaygınlaştırılması için imparatorluğun çeşitli bölgelerinde çiftlikler kurar. Bu çiftliklerin kurulmasıyla Arap atı ırkının bozulmaması, at sayısının çoğaltılması ve kaçak yollarla satışların önüne geçilmesi hedeflenir. Neticede Osmanlı Devleti, tüm çevreler tarafından kabul görmüş Arap atlarını dünya markası olarak kullanmayı başaramaz.
In this article, the origin of the Arabian horse, which is seen as one of the most valuable horse breeds, and the purposes for which it was used by human beings in the historical process, where it was seen, how it was raised and how it gained value enough to be gifted in inter-state relations are examined. The horse breed known as the Arabian horse includes horses raised in the Najd region. The Arabian horses raised and produced there requires special care. Until a certain age, a set of long-established rules are applied for their nutrition and training. Afterwards, these carefully selected horses would either be given to the service of nobles or used for show purposes. Arabian horses, which were in demand by the Ottoman Palace and other state rulers, had been forbidden to be sold commercially outside the region where they were bred. Arabian horses found a place in the palaces of other countries merely by getting gifted by the sultan. The Ottoman sultans always showed a special interest and care for the Arabian horses raised in the palace stables. The horses raised in the palace stables, which is called “Istabl-ı Amire”, were preferred as gifts depending to the state of relations with European states during the period. In this context, it is known that the horses gifted by the Ottoman Empire reached the palaces of Austria, Germany, France, Italy, England, Greece, Romania, Japan, Russia, the United States of America and Iran. The Arabian horses, which attracts attention with its appearance were not only used as gifts but were also the center of attention at exhibitions held in various capitals of Europe and the United States. Arabian horses, also started to get attantion in the horse races which is started to getting popular after the second half of the 19th century. Thus, the Ottoman administration took action for the Arabian horses which were becoming increasingly famous and established farms in various parts of the empire for their breeding and popularization. With the establishment of these farms, it was aimed to prevent the deterioration of the Arabian horse breed, to increase the number of horses and to prevent illegal sales. In the end, the Ottoman Empire failed to use Arabian horses which were accepted by all circles, as a world brand.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2024 |
Submission Date | October 20, 2023 |
Acceptance Date | June 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 34 Issue: 1 |