Summary
Objective: In this study, we aimed to compare the results of adolescent pregnancies, which we think is a big problem for our country, with young and adult pregnant women.
Material and Method: We included 15705 individuals in our retrospective cohort study. In our study, the adolescent pregnant group was 5235 people, the young adult group was 5235, and the adult group was 5235. We conducted the study at a tertiary center between January 2012 and April 2022. Before starting the study, we received the ethics committee approval of our institution, numbered KAEK/2022.04.109. We complied with the Declaration of Helsinki at all stages of the study. In the study, we compared the demographic data of the groups with the maternal and fetal outcomes of pregnancy, delivery, and postpartum.
We performed a One-Way Analysis of Variance (ANOVA) to compare group means. We used odds ratio calculation to determine risk ratios between groups. We used SPSS for Windows 24.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) for the analyses. We presented the data as mean, standard deviation, and ratio and considered them statistically significant when the P value was less than 0.05.
Result: Our study observed that the risk of having PROM in adolescent pregnant women increased approximately two times compared to adult pregnant women (aOR=01.987, 95%Cl=1.197-2454, p=0.001). When we researched the IUGR results, we found that the risk increased approximately two times in adolescent pregnant women (aOR=2.129, 95%Cl=1.754-2.947, p<0.0001).
Conclusion: It is understood from the study that all adverse events related to pregnancy increase in adolescent pregnancy. For this reason, although preventing adolescent pregnancies is impossible, the follow-up of these pregnancies should be done more frequently and carefully than routinely.
None
Özet
Amaç: Bu çalışmada ülkemiz için büyük bir sorun olduğunu düşündüğümüz adölesan gebelik sonuçlarını genç ve erişkin gebelerle karşılaştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Retrospektif kohort çalışmamıza 15705 birey dahil ettik. Çalışmamızda ergen gebe grubu 5235 kişi, genç yetişkin grubu 5235, yetişkin grubu ise 5235 kişidir. Çalışmayı Ocak 2012 ile Nisan 2022 tarihleri arasında üçüncü basamak bir merkezde gerçekleştirdik. Kurumumuzun etik kurulundan KAEK/2022.04.109 sayılı etik kurul onayı aldık. Çalışmanın her aşamasında Helsinki Deklarasyonuna uyduk. Çalışmada grupların demografik verilerini, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemdeki anne ve fetal sonuçları karşılaştırdık.
Grup ortalamalarını karşılaştırmak için Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) gerçekleştirdik. Gruplar arasındaki risk oranlarını belirlemek için odds ratio hesaplamasını kullandık. Analizler için Windows 24.0 için SPSS (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) kullandık. Verileri ortalama, standart sapma ve oran olarak sunduk ve P değeri 0,05'ten küçük olduğunda istatistiksel olarak anlamlı kabul ettik.
Sonuçlar: Çalışmamızda ergen gebelerde EMR görülme riskinin erişkin gebelere göre yaklaşık iki kat arttığı görüldü (aOR=01.987, 95%Cl=1.197-2454, p=0.001). IUGR sonuçlarını araştırdığımızda ergen gebelerde riskin yaklaşık iki kat arttığını tespit ettik (aOR=2,129, 95%Cl=1,754-2,947, p<0,0001).
Sonuç: Çalışmadan, adölesan gebeliklerde gebeliğe bağlı tüm olumsuz olayların arttığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle adölesan gebeliklerin önlenmesi mümkün olmasa da bu gebeliklerin takibinin rutinden daha sık ve dikkatli yapılması gerekmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Surgery (Other) |
Journal Section | Original Research |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2023 |
Acceptance Date | September 22, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 13 Issue: 5 |