Beslenme, zaman içerisinde kültürle birleşmiş ve medeniyetin dinamiği haline gelmiş, kimlikle bağdaştırılarak “insan yediği şeydir” ifadesine dönüşmüştür. Bu bakımdan gıda kültürel anlama sahip olmaya başlamıştır. Bir medeniyet içerisinde gastronominin gelişmesiyle de beslenmenin niteliği ön plan çıkmıştır. Hal böyle olunca medeniyetler de gastronomiye büyük önem vermenin gayretinde olmuşlardır. Bu husus bir yandan gastronomiyi üst seviyelere taşırken diğer yandan ise bir çatışmayı doğurmuştur. Krizin nedeni bedenin sınırsız istekleri karşısında insanın kendisini konumlandırma çabası olarak görülmektedir. Ferdin söz konusu bu mücadelesi, insan felsefesinde geniş bir yere sahip olmaya başlamıştır. Yüksek bir kültür ve o çerçevede meydana gelen nefis terbiyesi bu çabanın bir neticesidir. Abbasîler döneminde gastronominin sanat haline gelmesiyle birlikte yemek, üzerinde çalışılan müstakil bir alan haline geldi. Bu ise kapsamlı bir beslenme uzmanlığı literatürünü meydana getirdi. Eski ve yeni birikim bir merkezde buluşturularak yeniden işlendi ve yeni eserler yazıldı ve gastronomi yazın geleneği oluştu. Gastronomiye duyulan ilgi neticesinde önemli bir yekûn tutan eserin ortaya çıktı. Aynı zamanda bunlar Müslüman dünyanın önemli merkezlerinde de yayılmaya ve bilinmeye başlandılar. Bu çalışmada evvela Abbasî gastronomisinde yer edinen ölçülü/itidalli beslenme irdelenmektedir. Akabinde Abbasîlerde meydana gelen beslenme uzmanlığı ve mutfak literatürünün gelişimi ele alınmaktadır.
Gastronomy, which encompasses holistic nutrition, has emerged as a fundamental component influencing the development of civilization, mostly due to its profound impact on nutritional practices and associated psychological anxiety. The combination of nutrition and culture has emerged as an important aspect of human society, intricately linked to individual and collective identity and epitomised by the adage "you are what you eat." Therefore, the role of food has transcended its mere nutritional value and has evolved into a defining factor of one's identity. Its significance has expanded within the realm of gastronomy, prompting civilizations to assign great importance to it within this framework. The increasing prominence of gastronomy has brought attention to the importance of dietary quality. Additionally, this matter has engendered a sense of self-discipline. The endeavour of individuals to establish themselves in opposition to the boundless needs of the physical body has assumed a distinct and significant significance. Given the current circumstances, the inquiry on the appropriate manner and location for individuals to situate themselves has gained significant prominence within the realm of human philosophy, alongside several other deliberations. During the Abbasid era, cuisine evolved into an art and became a distinct branch of study. A culinary literary tradition resulted from this. Consequently, a sizable number of books have been published. They also started to gain recognition and disperse throughout the major Muslim cities at the same time.The primary focus of this study is on the moderate nutrition practices observed in Abbasîd gastronomy. The discussion in this context also encompasses the exploration of nutritional competence and the evolution of culinary literature during the Abbasîd period.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Coğrafyası Arkeolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 3 |
Tarih ve Gelecek (Journal of History and Future) Uluslararası Hakemli Tarih Araştırmaları Dergisi
DRJI, ResearchBib, Acarindex, ERIH PLUS, ASOS Index, Sindex, SOBİAD, Türk Eğitim İndeksi, Open Access Library (oalib), Eurasian Scientific Journal Index, Google Scholar, Academic Keys, Journal Factor, Index Copernicus, CiteFactor, idealonline, SciLit, Road, Crosreff, Journal TOC, MAKTABA, INTERNATIONAL ISSN, CORE, PAPERITY, INGENTA, OPENAIRE