Günümüzde siyasi ve sosyal hayatta İslamofobi kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza sık sık çıkmaktadır. Özellikle medyada şahit olunan İslamofobi kaynaklı nefret suçları Batı toplumunda yaşamakta olan Müslüman göçmenleri derinden etkilemekte ve potansiyel terörist olarak görülmelerine bile yol açmaktadır. Bu konu özelinde Batı ve İslam arasındaki ilişkinin sömürgecilik dönemi izlerini taşıdığı da rahatlıkla söylenebilmektedir. Batı emperyalizmi ve radikal İslam arasındaki açık benzerlikler bu ortak mirası kanıtlar niteliktedir. Bahsi geçen bu sömürgecilik sonrası İslamofobi, yukarıda da bahsedildiği gibi göçmenleri etkilemekte fakat asıl darbeyi Müslüman kadın göçmenlere vurmaktadır. Batı toplumunda İslam’ın kadın için öngördüğü kıyafet yeterince dikkat çekmekte ve Müslüman kadınlar bu şekilde topluma entegre olamadıkları için nefret suçlarına çoğunlukla hedef olmaktadırlar. Bu durum Müslüman kadın göçmenlerin dışlanma ve marjinalleşme süreçlerini hızlandırmakta ve radikal İslami terör örgütlerinin militan toplama konusunda elini güçlendirmektedir. Bu Batı emperyalizmi ve radikal İslam kaynaklı problem kaynağı çok kültürlü bir ortam yaratılması önündeki en büyük engellerden birisidir. Tam bu noktada, bu sorunun derinlerine inmek ve çözüm yolları bulmak anlamında Müslüman asıllı yazarların eserleri ve söylemleri büyük önem arz etmektedir. İçeriden bir ses olarak göçmen sorunlarına değinen ve problemin asıl kaynaklarını tespit eden bu yazarların eserleri günümüz politik ve sosyal çıkmazların aşılmasında kilit bir rol oynayabilecek potansiyele sahiptir.
Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı Batı toplumunda İslamofobi gerçeğini teorik bir zemine oturtmak, bu korkunun sömürgecilik dönemi bağlantısını açıklığa kavuşturmak ve Tabish Khair’in Cihadın Gelinleri romanından alıntılarla ve örneklendirmelerle sorunu tartışmaktır.
Islamophobia is frequently encountered as an inevitable reality in today's political and social life. Especially, Islamophobia-based hate crimes witnessed in the media deeply affect Muslim immigrants living in Western society and even lead them to be seen as potential terrorists. In particular, it can be easily said that the relationship between the West and Islam bears the traces of colonialism. The clear similarities between Western imperialism and radical Islam testify to this common legacy. This post-colonial Islamophobia affects immigrants as mentioned above, but the real blow strikes Muslim women immigrants. In Western society, the dress of Islam for women attracts enough attention and Muslim women are mostly targeted by hate crimes because they cannot integrate into society in this way. This situation accelerates the process of exclusion and marginalization of Muslim women immigrants and strengthens the hand of radical Islamic terrorist organizations in recruiting militants. This is one of the biggest obstacles to the creation of a multicultural environment, a source of problems stemming from Western imperialism and radical Islam. At this point, the works and discourses of Muslim-origin authors are of great importance in terms of digging into the depths of this problem and finding solutions. The works of these authors, who address immigration issues as an insider and identify the root sources of the problem, have the potential to play a key role in overcoming today's political and social impasse.
In this context, the aim of this study is to put the reality of Islamophobia in Western society on a theoretical ground, to clarify the colonial connection of this fear and to discuss the problem with quotations and examples from Tabish Khair's novel Jihadi Jane.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Analysis |
Authors | |
Publication Date | June 12, 2021 |
Submission Date | April 4, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 7 |
“Journal of Social and Cultural Studies” (J-SCS) is published in Turkish and English. “Journal of Social and Cultural Studies” (J-SCS) is published only in electronic form through its website and adopts open access policy. The journal is published twice a year, in June and December. No fees are charged for publications, no fees are paid to the editors, the editorial board and the referees and their owners. It is accepted that the authors who submit articles to the contact address for publication in the journal should read and acknowledge this copyright statement.
“Journal of Social and Cultural Studies” is open to the work of all researchers who have the title “PhD” or “PhD student”. It is not obligatory that the second, third and fourth authors of the article have the title “PhD” or “PhD student”. An article should has been written by max. four authors. The articles prepared in accordance with the writing rules are presented to the referee for review after they have passed the editorial review. The reviewer may ask for a correction to the article, directly refuse or accept it. For the articles declined as a result of the reviewer evaluation, a second reviewer may be requested by the author, If the editors’ board finds that the request is appropriate, the article will be sent to a second reviewer.
The articles previously published in another publication or in the evaluation stage by another publication are not accepted into “Journal of Social and Cultural Studies” publication process. All the ethical and legal responsibilities related to the published articles belong to the authors.