Arap dili gramerine dair kaleme alınan eserlerde, ilk dönemlerden itibaren günümüze kadar edatlar konusu önemli bir yer tutmuştur. Neredeyse hiçbir eser edatlar konusunu ihmal etmemiştir. Konuya ilgili literatürde yapılan incelemede, edatların bazı gramer eserlerinde tek bir bölümde incelendiği, bazılarında ise eserin tamamının edatlara ayırıldığı görülmüştür. Bunun dışında, sadece bir edatı ele alan eserler de telif edilmiştir. Edatları bir bölümde inceleyen eserlere Sîbeveyhi’nin (ö.180/796) el-Kitâb’ı, el-Müberred’in (ö.285/898) el-Muḳteḍab’ı örnek verilebilir. Müstakil olarak edatlar konusunu olarak elen alan eserler arasında ez-Zeccâcî’nin (ö.337/948) Meʿâni’l-ḥurûf’u (Kitâbü’l-Ḥurûf), ve er-Rummânî’nin (ö.384/994) Hurûfu’l-Me‘ânî’si sayılabilir. el-Kutrub’un (ö.206/821) el-Hemz’i ise tek bir edatı ele alan eserlere örnektir. Arap dilinde kelime genel anlamda fiil, isim, harf şeklinde üçe ayrılmaktadır. Burada harf ile kastedilen öğe edatlardır. Arap dilinde kendinden sonra gelen ismi ya da fiili etkileyen farklı birçok edat vardır, ki bunlar; harfi cerler, nasp edatları, ref edatları ve cezm edatlarıdır. Buna karşın kendinden sonra gelen ismi ya da fiili etkilemeyen ve sadece anlamsal değeri olan edatlar da vardır. Fiil-i mâziye kesinlik, fiil-i muzâriye ihtimal anlamı veren (قَدْ) edatı, fiil-i muzâri’ye hem gelecek zaman hem de tekid anlamı kazandıran (س و سَوْفَ) gibi edatlar buna örnektir. İstifhâm edatları da bu edatların kapsamına girmekte ve muhataba soru sormak için kullanılmaktadır. Söz konusu edatlardan biri olan (كم) edatının, ilk dönem eserlerinde diğerlerinden farklı olarak istifhâm edatları başlığının dışında, özel bir başlık altında incelendiği görülmüştür. Sîbeveyhi, Müberred, Zeccâcî ve Ebû Alî el-Fârisî bu edatı özel başlık altında inceleyen ilk dönem dilcilerdendir. Fakat Zemahşerî ve sonrasında ki dilciler tarafından kaleme alınan eserlerde, adı geçen edat mebniler bölümü içerisinde bulunan kinâyelerin arasında yer almıştır. Bu edat günümüzde de bazı eserlerde kinâyelerin içerisinde yer almaktadır. İstifhâm edatlarından biri olmasına rağmen (كم) edatının bu şekilde özel bir başlık altında incelenmesi dikkat çekici bir durumdur. Buna ek olarak yine ilk dönemden itibaren günümüze kadar telif edilen pek çok eserde (كم) edatı, temyîzi ve benzer edatlarla ilişkisi ile sınırlı olacak şekilde ele alınmıştır. Bu çalışma, (كم) edatı ve kısımlarını, bu edatın cümle içerisindeki konumunu, temyizini ve diğer edatlarla ilişkisini ele almaktadır, ayrıca bu edatın Kur’an Yolu Meali isimli tercümeye yansımalarını incelemektedir. Arap dilinde (كم) edatı, haberiyye ve istifhâmiyye olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Haberiyye olan (كم) edatı “ne kadar çok” ve “nice” gibi anlamlara gelmektedir. Bu şekilde kullanılan edattan sonra müfred ve cemi bir kelime gelebilir ve bu kelimeler mecrur olurlar. İstifhâm için kullanılan (كم) edatı ise “kaç?” anlamına gelmektedir ve bu durumda kendisinden sonra sadece müfret mansub bir kelime gelir. (كم) edatı, başında harfi cer ile de kullanılabilir. (كم) edatı ile istifhâm edatlarından (متي), (كَأَيِّن) ve (كَذا) arasında anlam ilişkisi vardır. (كم) ve (متي) edatı arasında anlamsal fark vardır. Fakat (كم) ile (كَأَيِّن) ve (كَذا) benzer anlamlara gelmektedir. Gramer eserlerinde ilk zamanlar farklı başlık altında incelenen (كم) edatı özellikle ez-Zemahşerî ve sonrası dilcilerin eserlerinde mebnîlerin alt konusu olan kinâyeler bölümünde incelenmiştir. İlk yazılan gramer eserlerinde (كم) edatıyla ilgili pek çok bilgiye yer verilmiştir. Fakat geç dönem gramer eserleri (كم) edatıyla ilgili öncekiler kadar bilgi içermemektedir. Diğer bir ifade ile daha sonraki dönemlerde yazılan eserler, erken dönemde yazılan eserlerde olduğu gibi (كم) edatına dair semantik inceleme içermemektedir ve bu edatın kullanımına dair kuralların temellendirilmesi gibi konuları ele almamışlardır. Bu nedenle Arap dilinde derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyenlerin ilk dönem eserlerindeki bilgileri incelemeleri önem arz etmektedir. Ancak derinlemesine bilgi sahibi olmayı amaç edinmeyenler için geç dönemde ve özellikle de günümüzde kaleme alınan eserleri incelemeleri daha yararlı olacaktır. Çalışmanın amacı ise (كم) edatının farklı kullanımlarını ve anlamını ortaya koyarak yanlış kullanımlarının önüne geçmek ve bu suretle alana katkı sunmaktır.
From the first period to the present, the subject of prepositions has had an important place in Arabic grammar works. Almost no work has missed the subject of prepositions. In the literature review on the subject, it was seen that in some grammatical works, prepositions were examined in one section, and in some of them, the whole work was divided into prepositions. In addition, works dealing with only one preposition were also written. For example, al-Kitāb, written by Sı̄bawayh (d. 180/796), and al-Muḳteḍab written by al-Mubarrad (d. 285/898) are among those the works that examine prepositions in one section. al-Zajjācı̄'s (d.337/948) Ma’ānı̄ al-Ḥurūf and al-Rummānı̄'s (d.384/994) Ḥurūf al- Ma’ānı̄ are some of the works that only deal with prepositions. In the Arabic language, the word is generally divided into three. These are verbs, nouns, and letters. The element meant by the letter is prepositions. There are many different prepositions in the Arabic language that affect the noun or verb that follows it, which are; the particles of jarr, nasb prepositions, ref prepositions or cezm prepositions. On the other hand, there are also prepositions that do not affect the noun or verb that follows them and have only semantic value. Prepositions such as the preposition (قَدْ), which gives the meaning of certainty to the past verb, the meaning of possibility to the present verb, and (س و سَوْفَ) that gives the meaning of the future tense and ta’kı̄d to the present verb, are examples of this. One of these prepositions is istifhām (interrogative). These prepositions are used to ask questions to the addressee. It seems that the preposition (كم), which is one of these prepositions, was included under a special title in the early works, apart from the title of prepositions of istifhām, unlike the others. For example, Sı̄bawayh, al-Mubarrad, al-Zajjājı̣̄, and Abū Ali al-Fārisı̄ are among the first-period linguists to study this preposition under a special title. However, in the works of al-Zamakhsharı̄ and the works written after him, this preposition was among the allusions in the section of mabnı̄. This preposition is still included in allusions in some works today. Although it is one of the prepositions of istifhām, it is remarkable that the preposition (كم) is examined under a special title in this way. In addition, in many works written from the first period to the present day, the preposition (كم) has been dealt with in a way that is limited to its relation with its tamyı̄z and similar prepositions. This study discusses the preposition (كم) and its parts, its position in the sentence, its recognition and relationship with other prepositions, It also analyzes the reflections of this preposition within the translation named Kur'an Yolu Meali. In the Arabic language, the preposition (كم) is divided into two parts: khabariyya and istifhāmiyya. The preposition khabariyya (كم) means "how much" and "many more". After the preposition used in this way, a word singular and plural can come and these words become macrur. The preposition (كم) used for istifham is “how many?” means, and in this case, only a singular and mansub word comes after it. The preposition (كم) can also be used with the particles of jarr. There is a semantic relationship between the preposition (كم) and the istifham prepositions (متي), (كَأَيِّن) and (كَذا). In addition to, there is a semantic difference between the preposition (كم) and (متي). But (كم) and (كَأَيِّن) and (كَذا) have similar meanings. The preposition (كم), which was first studied under different headings in grammatical works, was studied especially in al-Zamakhsharı̄ and after him in the allusions section, which is the sub-topic of mabnı̄. There is a lot of information about the preposition (كم) in the first written grammatical works. However, later grammatical works do not contain as much information about the preposition (كم) as the previous works. In other words, the works written in later periods do not include a semantic analysis of the preposition (كم) as in the works written in the early period. In addition, in these works, issues such as the grounding of the rules for the use of the preposition (كم) are not discussed. For this reason, those who want to have in-depth knowledge of the Arabic language should examine the information in the works written in the early periods. However, for more general information, it would be more useful to examine the works written in the late period, especially today. The study aims to reveal the different uses and meanings of the preposition (كم) and to prevent its misuse and thus to contribute to the field.
Arabic Language and Rhetoric Grammar Prepositions (كم) Khabariyya and Istifhāmiyya Kuran Yolu Meali
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 9 Issue: 2 |