Abstract
Promised Lands, Britanya'nın yirminci yüzyılda sahip olduğu Ortadoğu imparatorluğunun temellerini, önceki yüzyılın ilk yarısında, Napolyon Fransa'sının Mısır yenilgisi ile Kırım Savaşı arasında nasıl inşa ettiğine dair bir anlatı sunuyor. Bu proje ile doğrudan ilgili bakanların, büyükelçi ve konsolosların anı ve mektuplarını derinlemesine nüfuz ederek kullanan Parry, İngiliz politikasının, liberal ya da Hıristiyan müdahaleciliğinden bağımsız olarak biçimlendiğini ve bu tarihte henüz olgunlaşmamış bulunduğunu ortaya koyuyor.